| Dünyanın en uzak köşelerinde üretilmiş... En iyi ilaçlar ve iksirler bende. | Open Subtitles | لديّ فقط أجود الإكسيرات و المقويات العلاجية جُلبـت من أمصـار العـالم البعيدة |
| Evinizi zenginleştirmek için, sürülerimizi, En iyi şaraplarımızı yağlarımızı sunarız. | Open Subtitles | نحن نقدم القطعان، لدينا أجود أنواع النبيذ والزيوت لإثراء منزلك. |
| Mümkün olan En iyi yemeği ve şarabı istiyorum. | Open Subtitles | أريد أجود أنواع الطعام , أفضل الخمور كل شئ |
| En iyi kalite, deri süslü, altın madalya aksesuarlı kakım kürkü. | Open Subtitles | هذا هو أجود, فروٍ مدبوغ باكسسوارات هي الميداليات الذهبية |
| Ne demek istediğimi biliyorsun Mac Mitten en iyisi D.J. bana tempo ver. | Open Subtitles | تعرف ما اعني. قفّاز مشمّع أجود. دى جى * أعطيني الذي تضرب بة |
| En kaliteli çatal ve bıçakları ısmarlayacaksın. | Open Subtitles | أنتِ المسؤولة عن إختيار أجود السكاكين والشوك الذهبية |
| - Emredersiniz. Mümkün olan En iyi yemeği ve şarabı istiyorum. | Open Subtitles | أريد أجود أنواع الطعام , أفضل الخمور كل شئ |
| Kardeşimin dediğine göre akademiden mezun olan En iyi öğrencilermişsiniz. | Open Subtitles | أَخّي اخبرُني أنك من بين أجود خريجي الأكاديميةِ. |
| Nick, seni En iyi adamlarım, en yakın dostlarımla tanıştırayım. | Open Subtitles | نيك، أُريدُك أَنْ تُقابلَ أجود أصدقائي الأفاضل. |
| Bence buradaki En iyi arabayı aldın. | Open Subtitles | أعتقد أنك قد حصلت أجود السيارات لدينا على الكثير. |
| En iyi şampanyamız yok. Hepsi aynı. | Open Subtitles | ليس لدينا أجود شمبانيا جميعهم نفس الجودة |
| Dr. Jackson, Albay O'Neill En iyi adamlardan biriydi hizmet etmekten memnuniyet duyduğum adamlardan biri. | Open Subtitles | جاكسون العقيد اونيل من أجود الرجال كان دائما يسعدني ان أعمل معه |
| Ben bir bilim adamıyım, irfan sahibiyim En iyi kitabı satın almayı bilen bir adamım. | Open Subtitles | انني رجل علم , رجل تعلم رجل يعرف كيف يقتني أجود الكتب |
| Bu ceket En iyi kalite kadifeden yapılmıştır. | Open Subtitles | هذا المعطف صنع من أجود أنواع القطيفة |
| Tuzlama karışımı, En iyi kalite. | Open Subtitles | سويركرانت ومنت من أجود النوعيات |
| 60 yıllık özgün bir malt içiyorum, dünyanın en iyisi. | Open Subtitles | -زجاجة عمرها 60 عاماً -من أجود أنواع الشعير |
| Bu New York'un en iyisi. | Open Subtitles | هذا أجود شيء في نيويورك |
| Öncelikle en kaliteli şampanyanızdan bir şişeyle başlamayı önerebilir miyim? | Open Subtitles | أوّلاً، آه، أيُمكنني أنْ أقترح أنْ نبدأ بزجاجة من أجود شمبانيا لديكم؟ |