| İçindeki tek tehlikeli şey, Arapların sevmediği şeyler olması. | Open Subtitles | أخطر شيء كان هناك هو غلوتامات أحاديّة الصوديوم. |
| En son yaptığımız, nasıl desem, tek taraflı kavgayı hatırladın mı? | Open Subtitles | أتذكر مشاجرتنا الأخيرة التي كانت أحاديّة الجانب؟ |
| Bu tek parçalı bir plandı. | Open Subtitles | كانت هذه خطّة أحاديّة الخطوات هذا كل ما أقول |
| tek adımlı bir plandı. Benim tek dediğim bu. | Open Subtitles | كانت هذه خطّة أحاديّة الخطوات هذا كل ما أقول |
| Bak Booth, tek eşliliği ummayan, yeterince kültürlü bir kadın. | Open Subtitles | أترى يا (بوث)، هذه إمرأة واعية بما فيه الكفاية لكي لا تتوقع علاقة أحاديّة المعاشرة |
| Hayır, onun serveti tek rakamlı. | Open Subtitles | -كلاّ، إنّه مليونير ذو أرقام أحاديّة . |