| Doğru yaşamaya çalışıyorum. Her gün sütümü içerim. | Open Subtitles | أحاول أن أعيش بطريقة صالحة أشرب الحليب كل يوم |
| Ama eski hataların hayaletlerinin geçerli olmadığı şimdiki zamanda yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ولكني أحاول أن أعيش في الحاضر بلا أشباح من أخطاء الماضي ومن دون التزام |
| Hapisten çıktığımdan beri daha iyi bir hayat yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | منذ خروجي من السجن أحاول أن أعيش حياة أفضل |
| Sadece hayatımı yaşamak istiyorum belki de birileriyle tanışırım. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أعيش حياتي أو ربما لقاء شخص ما |
| Sadece hayatta kalmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أعيش |
| Fildişi kulede yaşamaya çalışıyorum ama bir bok dalgası sürekli kulenin duvarlarına çarpıp duruyor. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أعيش في برج عاجي لكن مياه المد و الجزر تضرب الحوائط بشكل مستمر |
| Şimdiki zamanda yaşamaya çalışıyorum, ama harbiden zor bir şey, çünkü yaşadığım şeylerin çoğu o kadar da ilgi çekici değil. | Open Subtitles | كُنت أحاول أن أعيش اللحظة، ولكنّه أمر صعب حقاً لأن العديد من لحظاتي ليست مشوقة |
| Sadece yaşamaya çalışıyorum. Sen de yapmalısın. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أعيش وعليك أن تحاول أيضاً |
| Hayatımı yaşamaya çalışıyorum. Gösterme bana bunu. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أعيش حياتي، لا تريني ذلك |
| Sadece anı yaşamaya çalışıyorum, biliyorsun? | Open Subtitles | كنت أحاول أن أعيش اللحظة، تعلم ذلك؟ |
| Hıristiyan değerlerine göre yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أعيش وفقا للقيم المسيحية |
| Sadece yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أعيش فقط |
| (Alkış) Ve hayalimi yaşamaya çalışıyorum -- aslında, hiç hayalim olmadı, ama kulağa hoş geliyor. | TED | (تصفيق) وأنا أحاول أن أعيش حلمي في الواقع , لم يكن حلمي , ولكن يستحسن تسميته . |
| yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أعيش |
| İyi bir hayat yaşamaya çalışmanın yanısıra, insanları öldürüyor olmam gerçeğiyle de yaşamam gerek. | Open Subtitles | وبينما أحاول أن أعيش حياة جيدة أحاول أن أتصالح مع نفسي لأنني قتلت بعض الناس |
| Kendimi topladım onun yaşamamı istediği, kendi yaşayacağı gibi bir hayat yaşamaya başladım. | Open Subtitles | أستعدت نفسي و بدأت أحاول أن أعيش حياتى كما أراد لى كما عاشها هو |
| Bunların sana çok kolay gibi göründüğünün farkındayım ama ben hayatımı dürüstçe yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أدرك أن كل شيء بسيطاً لكِ، لكن أنا أحاول أن أعيش حياتي بعلانيةً. |
| Hayatımın her saniyesini dolu dolu yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أعيش كل لحظة من حياتي إلى الحد الأقصى |
| - Sadece hayatta kalmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | - كنت أحاول أن أعيش - |