| Annem gençliğinde dinlediği bütün pop şarkılarını benimle paylaşmayı severdi. | Open Subtitles | أمي أحبتك مشاركة كل الأغنيات الصاخبة التي أحبتها وهى تكبر |
| Evet, annen severdi. | Open Subtitles | هي مكسيكية صغيرة جائت الى هنا و أحبتها أمك , أجل |
| Kendisinden daha çok sevdiği bahçesine gömecekti onu." | Open Subtitles | سوف يدفنها فى الحديقه التى أحبتها أكثر مما أحبته |
| sevdiği şeyleri biliyorum çünkü biz arkadaştık. | Open Subtitles | أعرف الأشياء التي أحبتها لإننا كُنا أصدقاء |
| Seyirci şarkıya bayıldı ve salonun ışıklarını yaktılar. | Open Subtitles | و قد أحبتها الجموع و قاموا بإضاءة المكان بالكامل |
| Ve oraya bayıldı. Bir sene orada kalmak için Bize yalvardı. | Open Subtitles | و أحبتها كثيراً، و أصرت على أن تبقى عاماً هناك |
| - beğendi. Yüzünden belliydi. | Open Subtitles | لقد أحبتها ، لقد رأيت ذلك في وجهها |
| Çok beğenmiş. Gösterisine çıkmamı istiyor. Beni L.A.'a götürecekler. | Open Subtitles | أحبتها و تريدني أن أكون بالبرنامج سأطير للوس أنجلوس |
| İki yıl önce kısa süreli öğrenci vizesiyle gelmiş ve burayı o kadar sevmiş ki, kalmaya karar vermiş. | Open Subtitles | جاءت إلى هنا منذ سنتين بتأشيرة طالب قصيرة المدى و أحبتها حباً جماً فقررت البقاء |
| çocuk köpeği severdi,fakat Karen derin sona doğru gitti. | Open Subtitles | الصغيرة أحبتها .. لكن " كارين " ذهبت للجانب العميق |
| ! Annem onları severdi. | Open Subtitles | . لقد أحبتها والداتيّ |
| Çiçeklerden daha çok severdi onu. | Open Subtitles | لقد أحبتها أكثر من الأزهار. |
| Annem onu çok severdi. | Open Subtitles | لقد أحبتها أمّي كثيراً. |
| Bayan Welman onu çok severdi. Çok da tatlı bir kızdı. | Open Subtitles | السيده (ويلمان) أحبتها كانت فتاه لطيفه |
| Annen sevdiği küpeleri bulmak için evde dört dönüyordu. | Open Subtitles | كنا أنا ووالدتك نقلب المنزل رأساً على عقب باحثين عن الأقراط التي أحبتها |
| Ve onunla birlikte hayatı boyunca sevdiği yerlerin üzerinden uçarlar. | Open Subtitles | ويطير بها... إلى كل الأمكنة... التي أحبتها في حياتها |
| Ve onunla birlikte hayatı boyunca sevdiği yerlerin üzerinden uçarlar. | Open Subtitles | ويطير بها... إلى كل الأمكنة التي أحبتها في حياتها |
| Harikaydı. bayıldı. | Open Subtitles | كان ذلك رائعا، لقد أحبتها |
| Lily bayıldı. | Open Subtitles | ليلي أحبتها |
| bayıldı. | Open Subtitles | لقد أحبتها |
| Alicia çok beğendi. | Open Subtitles | . أليسيا" أحبتها |
| Alicia çok beğendi. | Open Subtitles | . أليسيا" أحبتها |
| Markette çok hoş, Yahudi bir bayanla tanıştım İsrail'den henüz dönmüş ve çok beğenmiş. | Open Subtitles | لقد قابلت إمرأة يهودية لطيفة جداً في السوق ، أتت للتو من إسرائيل وقد أحبتها |
| beğenmiş millet! | Open Subtitles | الجميع، أحبتها! |
| Bir dönem İspanya'da okumuş ve o kadar sevmiş ki mezun olduktan sonra Avrupa'ya gitmiş. | Open Subtitles | قضت نصف فصل دراسي في أسبانيا وقد أحبتها كثيراً وبعد أن تخرجت، ذهبت إلى أوروبا ... |