| Denizde olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب البقاء في عرض البحر |
| Ben yalnız olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب البقاء وحيداً |
| Burada Kalıp büyüleyici kızınla ne kadar konuşmak istesem de,... | Open Subtitles | نعم، بقدر ما أحب البقاء و التحدث مع ابنتك الفاتنة |
| Kalıp pastalar hakkında geyik yapmak isterdim ama gidip muhteşem Paris üsulü randevuma hazırlanmalıyım. | Open Subtitles | حسنًا، أحب البقاء والتحدث عن الحلويات لكن عليّ الاستعداد لموعدي الباريسي المثالي |
| Ne kadar kalmak istesem de, yarına iki tane gösterim var. | Open Subtitles | بقدر ما أحب البقاء, لكن لدى عرضان غداً |
| Ölüm kalım durumlarından ne kadar uzak kalmak istesem de sen nereye gidersen ben oraya giderim. | Open Subtitles | حسنا يا "أليكسى " بقدر ما أحب البقاء بعيداً عن المواقف المهدده للحياه ...أينما تذهب |
| Burada böyle tıkılı kalmak hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | .أنا لا أحب البقاء محبوساً بالأسفل هنا |
| Seninle sohbet etmek isterdim ama benim hala bir işim var. | Open Subtitles | أحب البقاء والدردشة ، ولكن... لا يزال لدي وظيفتي. |
| Yani iş kolik falan olduğumdan değil, ama toplum içinde .aktif kalmayı seviyorum. | Open Subtitles | أعني أننى لست محبا للعمل أو شئ مثل ذلك لكننى أحب البقاء نشطا مع المجتمع المحلي ، إنه |
| Ben yalnız olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب البقاء وحيدا |
| Sanırım sadece yalnız olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أعتقد اني أحب البقاء وحيدا |
| Çünkü arkadaşlarımla olmayı seviyorum. | Open Subtitles | -لأنني أحب البقاء مع أصدقائي |
| Etrafında olmayı seviyorum. Çok. | Open Subtitles | وإنني أحب البقاء معكِ... |
| Kalıp sohbet etmeyi isterdim. | Open Subtitles | أووه , كنت أحب البقاء والدردشه |
| Kalıp sohbet etmek isterdim ama geç kalıyorum. | Open Subtitles | أحب البقاء والدردشة ولكنني متأخرة |
| Evde kalmak hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أحب البقاء فى المنزل |
| Sizde kalmayı seviyorum ama kamp yapmak gibi oluyor. | Open Subtitles | أني أحب البقاء عندكم لكنه أساساً كالتخييم |