| İki saat geciktin. Buna ihtiyacım yok. Aşağılanmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد تأخرت لساعتين، لست بحاجة هذا، لا أحتاج لأن أُهان |
| Bazı iş sorunlarım olduğunu biliyorsun. Yalnız kalmaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | تعلمين أن لدىّ مشاكل فى العمل أحتاج للعُزلة, أحتاج لأن أكون وحدى |
| Kurtarmana ihtiyacım yok. Git. | Open Subtitles | لا أحتاج لأن تنقذني، فقط ابقى بعيدا عني. |
| Sanırım yapmam gereken, bir tablo daha satıp ondan sonra buralardan gitmek. | Open Subtitles | إذاً أظن أنني أحتاج لأن أبيع لوحة واحدة و بعدها علي أن أرحل من هنا |
| Hatırlamam gereken çok fazla şey var, konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | أحتاج لأن أتذكر العديد من الأشياء، لا أستطيع التركيز. |
| Bir şey yapmak zorundayım. Durumu düzeltmeye mecburum. | Open Subtitles | أحتاج لأن أقوم بشيء يجب أن أجعل ذلك أفضل |
| Bu geziyi yapacağımızı bir yıl konuştuk... ama artık onu eve dönmeye ikna etmeliyim. | Open Subtitles | .. لكن أنا أحتاج لأن أقنعهُ بالعودة للبيت و لكنّهُ لا يستمع إليّ |
| Önce bir telefon etmem gerek. İzninizle. | Open Subtitles | إنني فقط أحتاج لأن أقوم بمكالمة هاتفية أولاً المعذرة |
| 1. sınıftan beri ablamın beni okula götürmesine ihtiyacım olmamıştı. | Open Subtitles | فأنا لم أحتاج لأن توصلني أختي الكبرى إلى المدرسة منذ الصف الأول |
| İnsani şeyler, geçmişteki ve şimdiki düşmanlarınızın olduğu şüpheliler listesine ihtiyacım var. | Open Subtitles | من الناحية البشرية، أحتاج لأن تضعوا قائمةً بمَنْ يَكِنُّون الضغينة من الأعداء الذين تعرفونهم من الماضي أو الحاضر |
| Hey. Yarına kadar, biraz ödünç paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | هيه ، أحتاج لأن أقترض بعض المال فقط حتى الغد |
| Anne, avukata ihtiyacım yok. Ben boşanmıyorum. | Open Subtitles | أمي أنا لا أحتاج لأن أقابل أي محامي لأنني لن أتطلق |
| Ama biliyor musun, azıcık küçücük bir parça hayata ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكن أتعلم شيئاً ، أحتاج لأن أعيش قليلاً بالحياة ، حسناً ؟ |
| Ve şu an ihtiyacım olan tek şey de çözüme bu kadar yaklaştığım algoritmanın üstünde çalışmak. | Open Subtitles | ولذلك فأنا أحتاج لأن أتابع خلال في هذا الخط الحالي من الخوارزميات بينما لدي تركيز عليها الآن |
| Hatırlamam gereken çok fazla şey var, konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | أحتاج لأن أتذكر العديد من الأشياء، لا أستطيع التركيز. |
| Pekala hazırlanmam gereken yasal bir sorun var mı? | Open Subtitles | أهناك أي مشاكل قانونية أحتاج لأن اتحضّر إليها؟ |
| Sorun şu ki, şu anda konuşmam gereken insanlar senin gibilerle konuşmuyorlar. | Open Subtitles | المشكلة هي أن الناس الذين أحتاج لأن أتحدث إليهم الآن، لايتحدثون إلى أشخاص أمثالك. |
| Sana anlatmam gereken bir sürü şey var. | Open Subtitles | أحتاج لأن أقول لك الكثير في الحال. |
| Ama hepinizin bizimle olabildiğince açık olmanızı rica etmek zorundayım. | Open Subtitles | لكني أحتاج لأن أطلب منكم جميعاً أن تحاولوا أن تكونوا مفتوحين معنا بقدر المستطاع |
| Tanrı aşkına, her şeyi kendim mi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | يا إلاهي ، و كأنني أحتاج لأن أقوم بكل شيء بنفسي |
| Ailemi kontrol etmeliyim. Bunu sana karşı kullanmayacağım. | Open Subtitles | أحتاج لأن أتفقد عائلتي انا لا احمل اي ضغينة إتجاهك |
| Oldu o zaman, benim fotoğraf çekimine devam etmem gerek. | Open Subtitles | حسنًا ، أحتاج لأن أرجع إلى جلستي لدي وَجْبَةُ فُطُورٍ وغَداء |