| - yedek tankları var. - Geçen gece uğrayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لديهم خزانات أحتياطية لقد قلت أنك سوف تمرين الليلة الماضية |
| Hayır, aslında kendime yedek bir kariyer bulmalıydım, muhasebecilik gibi. | Open Subtitles | كان عليّ أن أمتلك وضيفة أحتياطية مثل محاسب |
| Onu öldürmeden önce bilgisayarını ve yedek dosyaları yok et. - Arkada hiçbir iz bırakma. | Open Subtitles | ،حطم حاسوبهُ و أي ملفات أحتياطية قبل أن تقتله لا تترك شيئاً خلفك |
| Dağıtılmış bir yedeği olmadan taşımamız gerekirse gezici bir ortam çok işimize yarar. | Open Subtitles | بدون نسخة لامركزية أحتياطية البيئة المتنقلة يمكن ان تبرهن أنها مفيدة في حال كان علينا نقلها |
| Kampta yedeği var. | Open Subtitles | لدي واحدة أحتياطية في المخيم. |
| Sistem, otomatik olarak yedek dosyaları ikinci bir diske yedekliyor ama geçen haftanın dosyaları bozulmuş. | Open Subtitles | الخادم يقومُ بشكل أوتماتيكي بخزن ملفات أحتياطية على قرص ثانوي، لكن ملفات الاسبوع الماضي كانت تالفة |
| Aşağı caddede yedek bir daire var. | Open Subtitles | لدي شقة أحتياطية في أخر الشارع |
| yedek golcünüz yok mu? | Open Subtitles | اليس لديك هدّافة أحتياطية بديلة؟ |
| Zekiydin, yedek planın vardı. | Open Subtitles | لقد كُنتَ ذكياً لديك خطة أحتياطية |
| Samaritan kendisinin bir yedek kopyasını yarattı ve virüsün ulaşamayacağı hava boşluklu bir server'da sakladı. | Open Subtitles | السامري) صنع نسخة أحتياطية من نفسه) أبقاها في ملقم للهواء حيث لا يمكن للفيروس الوصول لها |
| Dani, Winter'ın yedek bir planı olduğunu keşfetti. | Open Subtitles | داني) أكتشفت أن) ل (ونتر) خطة أحتياطية |
| Yemin ederim yedeği de yok. | Open Subtitles | لاتوجد نسخ أحتياطية ، أعدك |