| Peki burada gömülü olan hiç ünlü biri var mı? | Open Subtitles | إذاً، هل دُفن أحد المشاهير هنا حقًا؟ |
| Tabii ki, Camden'de yaşayan ünlü biri. | Open Subtitles | يوجد بالمقاطعة أحد المشاهير |
| Millet, seyirciler arasında ünlü biri var. Nicholas Sparks burada! | Open Subtitles | أيها الناس لدينا أحد المشاهير هنا بوسط الجمهور إنه (نيكولاس سباركس) |
| Bayanlar baylar, bu gece aramızda ünlü birisi var... | Open Subtitles | سيداتى سادتى, لدينا أحد المشاهير بين الجمهور اليوم |
| Dükkâna ünlü birisi gelseydi çok harika olurdu değil mi? | Open Subtitles | سيكون رائع لو زارنا أحد المشاهير |
| O zamanlar, birinci sınıfta uçtuğunuzda insanlar ünlü biriyle karşılaşıp karşılaşmadığınızı sorarlardı. | Open Subtitles | في هذا الوقت كان من يسافر بمقاعد الدرجة الأولى كان الناس يسألونه دائماً إن قابل أحد المشاهير في رحلته |
| Eğer ünlü biriyle dövüşseydin kiminle dövüşürdün? Canlı mı, ölü mü? | Open Subtitles | إذا أمكنك قتال أحد المشاهير من تختار ؟ |
| Eğer eşiniz bir ünlüyle evlenebilecek olsaydı kimi seçerdi? | Open Subtitles | ماذا ستكون أجوبتكم إذا كان زوجك متزوج من أحد المشاهير من سيختار؟ |
| ünlü biri mi? | Open Subtitles | أحد المشاهير ؟ |
| Sanırım sınıfımızda ünlü birisi var. | Open Subtitles | أظنُ أن هناك أحد المشاهير بيننا |
| ünlü birisi bir şeyler içmek için uğramıştır diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | وظننتُ أنه أحد المشاهير أتى ليشرب شيئاً |
| ünlü biriyle evli olmak çok havalı olmalı. | Open Subtitles | أحد المشاهير ربما |
| Eğer bir ünlüyle dövüşseydin, | Open Subtitles | إذا أمكنك قتال أحد المشاهير من تختار ؟ |