| Vagonları ve çadırları yakın sefil inekleri de telef edin. | Open Subtitles | أحرقوا العربات والخيم وفرَقوا تلك الأبقار التعيسة |
| yakın burayı. Silahları yerden almayın, havaya uçurun. | Open Subtitles | أحرقوا هذا المكان دمروا الأسلحه التى عثرتم عليها |
| Çocuğun birini yaktılar. Bize lazım olan adamı ellerinden kaçırdılar. | Open Subtitles | لقد أحرقوا صبياً وأخطأوا الرجل الذي كنا نريد خطفه للمبادلة |
| Evini yaktılar. Aynen böyle oldu. Çocukları bilirsiniz. | Open Subtitles | أحرقوا منزله, هذا ما حصل تعرف كيف يتصرف الأولاد |
| Silahları, elbiselerini ve ambulansı yakmışlar. | Open Subtitles | لقد أشعلوا فيها النار.. أحرقوا الأسلحة والثياب وكل شيء |
| Beşinciyi yaraladılar. Soygunu yaptıkları arabayı yakıp başka bir araba ile kaçtılar. | Open Subtitles | لقد أحرقوا السيارة القديمة وهربوا بسيارة أخرى |
| Kapalı yerlerde kalın ve ne bulursanız yakın. | Open Subtitles | أبقوا فى منازلكم ، و تدفئوا ، أحرقوا أى شئ للتدفئة |
| Evi yakın. Geriye hiç bir şey kalmasın. | Open Subtitles | أحرقوا المنزل , لا أريد أن يبقى منه أي شي |
| O toz tanesini de kızgın yağda yakın. | Open Subtitles | أحرقوا ذرة الغبار تلك في قدر مليء بالزيت المغلي |
| O toz tanesini de kızgın yağda yakın. | Open Subtitles | أحرقوا ذرة الغبار تلك في قدر مليء بالزيت المغلي |
| Bugün giydiğiniz kıyafetleri ve kullandığınız silahları hemen yakın. | Open Subtitles | أحرقوا الملابس التي تلبسونها و الأسلحة المُستخدمة |
| Beyaz Saray'ın bütün hayvanlarını, sonra da kendinizi yakın. | Open Subtitles | أحرقوا كُلّ البيت الأبيض وبعد ذلك أنفسكم. |
| Evimi yaktılar. Evim gitti, Gelfling gitti. Fakat Aughra hiçbir şey! | Open Subtitles | لقد أحرقوا منزلي لقد ضاع منزلي، وهرب الغلفلنغ |
| Dev bir ateşte cesedini yaktılar ve küllerini Cabrini-Green'e serptiler. | Open Subtitles | أحرقوا جسمه على محرقة عملاقة... ... ثمّبعثروارماده فى كابرينى الخضراء. |
| Biz uçağa bindikten 45 dakika sonra orayı yaktılar. | Open Subtitles | بعد 45 دقيقة من أخلائنا لقد أحرقوا المكان |
| Silahları, elbiselerini ve ambluansı yakmışlar. | Open Subtitles | لقد أشعلوا فيها النار.. أحرقوا الأسلحة والثياب وكل شيء |
| Abi, onlara verdiğimiz imza kağıtlarını yakmışlar. | Open Subtitles | آخي لقد أحرقوا الأوراق التي قدمناها للتوقيعات |
| Bence bütün gemiyi yakıp kalanları içlere doğru götürdüler. | Open Subtitles | الآن، ربما أحرقوا السفينة وأخذوا كل شيء. |
| Baba, tahıllarımızı yakan adamlarla buluşmaya gittiğimize göre bu artık onlarla arkadaş olacağımız anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | أبي، بما أننا سنقابل الرجال الذين أحرقوا مخزن طعامنا هل هذا يعني أنهم أصبحوا أصدقاءنا الآن؟ |
| Benim evimi ateşe verdiklerinde, bütün o bankaların güvenlik kayıtları, evimdeydi. | Open Subtitles | عندما أحرقوا منزلي، فكل الملفات الملفات الامنية للمصرف كانت في منزلي |
| 500 kişi hırpalanıp tutuklandı, 35 kilise yakıldı, 30 zenci evi ve iş yeri dinamitlendi 1200 oy için. | Open Subtitles | خمسمائة، ضربوا واعتقلوا خمسة وثلاثون كنيسة أحرقوا ثلاثون بيتا وعملا لأسودٍ تم تفجيرهم لأجل 1200 صوت |
| Önceki evlerini yaktıklarını duymuştum. | Open Subtitles | ـ ثمة تركيز ملحوظ يحدث هُنا لقد سمعت إنهم أحرقوا آخر منزل لهم. |
| Sen bütün arkadaşlarımı içeri tıkan o polislerden birisin. Şarkılarımı yaktın. | Open Subtitles | أنت أحد رجال الشرطة الذين سجنوا كل أصدقائي و أحرقوا أغنياتي |