| Çantasını taşımıyor ve onun yerine ben taşıyorum. | Open Subtitles | لم تحضر حقيبتها لذلك أنا أحملها لها |
| Sadece diş fırçam var, kendim taşırım. | Open Subtitles | أنا عندي فقط فرشاة أسنان لكي أحملها و أعتقد أنني أستطيع أن أتدبر أمري |
| Ama odadan dışarı Taşımamı istiyor. Kucağıma alırsam, sonunda onu aşağı yatırırım. Ne yapsam? | Open Subtitles | لكنها ترغب فى أن أحملها للخارج، لو قمت بحملها، فسأقوم بإنزالها، ماذا يجب أن أفعل؟ |
| Ben tüm önemli numaralarımı hep yanımda taşıdığım ufak bir kâğıda yazdım. | Open Subtitles | الآن لدي كل الأرقام المهمة مسجلة على ورقة صغيرة أحملها دائــــــــــــما معي |
| - Geri gel buraya. - Bırak tutayım. | Open Subtitles | ـ عد إلى هنا ـ أتركني أحملها |
| Çatı katı dönüşmüş ama içeriden çok daha güzeldir. alayım. | Open Subtitles | إنه تحول كبير, ولكنه أفضل من الداخل .لا.لا دعيني أحملها |
| Onları kendin almalısın. Hayatta taşımam. | Open Subtitles | لكن عليكما أن تأخذاها، لن أحملها |
| Ama ben topu yanımda taşımıyorum ya da çaya götürmüyorum. | Open Subtitles | نعم، ولكنني لا أحملها معي أو آخذها لإحتساء الشاي |
| Hep sen taşıyorsun. Bırak da biraz ben taşıyayım. | Open Subtitles | أنت دائماً ما تحملها دعني أحملها |
| Söylediğin gibi. Burada, kalbimde taşıyacağım ve kalbim... | Open Subtitles | كما قلت، لقد كنت أحملها هنا، في قلبي، وقلبيممتلئ، |
| Bunu 20 yıldır cüzdanımın içinde, oradan oraya taşıyorum. | Open Subtitles | أنا أحملها في حقيبتي منذ عشرون عاما |
| Onu 9 aydır karnımda taşıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحملها في الأرجاء لتسع أشهر |
| Yılardır çantamda taşıyorum. | Open Subtitles | أنا أحملها معي في حقيبتي منذ عام |
| Gerekirse onu özgürlük yolu boyunca taşırım. | Open Subtitles | سوف أحملها طول الطريق للحرية إن لزم الأمر |
| Beni sakinleştiriyor. Bunu senin için taşırım, tamam mı? | Open Subtitles | انها تجعلنى أهدأ سوف أحملها من أجلك |
| Sonrasında onu Kucağıma alıp, uyumasını sağlamaya çalıştım. | Open Subtitles | سابقاً، كنت أحملها كي أساعدها على النوم |
| Onu benden sonsuza kadar alacaksan Kucağıma almama izin ver. | Open Subtitles | إذا كنت ستأخذها مني للأبد دعني أحملها |
| Eğer taşıdığım Goa'uld'un kölesi olmaya devam edeceksem, zaten ölüyüm demektir. | Open Subtitles | إذا بقيت من المستعبدين بواسطة هذه الأفعى التي أحملها فانا موافقة على الموت |
| Bunlar benim işyerine taşıdığım prensipler. | Open Subtitles | و كانت هذه مبادئ التي أحملها معي لمكان العمل |
| En azından izin ver bir kere tutayım. En azından... | Open Subtitles | أقلّها دعني أحملها لمرّة، مرّة... |
| Ceketimi arabada bıraksam daha iyi olur sanki. Ya da alayım. Almalı mıyım? | Open Subtitles | أشعر بإنه عليّ أن أترك سترتي في السيارة، ربما لا، هل عليّ أن أحملها ؟ |
| Çok acı çekiyordu, bu yüzden onu çok yavaş taşımam gerekti. | Open Subtitles | ...لقد كانت في ألمٍ كثيرٍ ،، لذا توجبَ عليّ أن أحملها ببطئ شديد |
| - Her zaman taşımıyorum. - Evet, taşıyorsun. | Open Subtitles | ـ أنا لا أحملها دائما ـ بل تحملها دائما |
| taşıyayım mı, ağır değil mi? | Open Subtitles | هل يجب أن أحملها , أليست ثقيلة ؟ |
| - Hadi, Bana ver şunu. - No, Ben taşıyacağım. | Open Subtitles | هيا, أعطنى اياها لا, أريد أن أحملها |
| Değersiz elimde tuttuğum bu karanlık büyü bizden size armağan. | Open Subtitles | هذه التعويذة المظلم ,والتي أحملها في يدي الجرباء والتي لا قيمة لها هي هديتي لكِ |
| elimde tutuyordum ve birden açıldı. | Open Subtitles | لقد كنت أحملها ومن ثم فـُتحت كما هي الآن |