| -Dürüst olayım, henüz şu ana kadar riske değecek birini bulamadım. | Open Subtitles | بصراحة, لم أجد أحداً يستحق أن أخاطر بذلك معه حتى الآن |
| Sana orda bakarak söylediğin o tatlı sözleri riske atamazdım. | Open Subtitles | و أخاطر بتركك تعانين الاحراج لقد قلت ما فكرت فيه |
| Ailemin ölümden sonraki yaşamda beraber olma durumunu riske atamam. | Open Subtitles | لن أخاطر بأن لا تكون عائلتي معاً في الحياة الآخرة |
| Hayatımı böyle bir şey için neden tehlikeye attığımı öğrenmek istiyordu. | Open Subtitles | هو يريد أن يعلم لماذا أخاطر بحياتي من أجل شيء كهذا؟ |
| Bu işi hâlâ yapabiliyormuş gibi davranarak başka polisleri de tehlikeye atmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أخاطر بالمزيد من الضباط متصنعاً بأنني قادر على القيام بوظيفتي |
| Güçlerimizi geri aldığımıza göre, onları tekrar kaybetmeyi göze alamayız. | Open Subtitles | كيفما عادت قدراتنا إلينا، لا أريد أن أخاطر بفقدانها مجدداً |
| Her şeyimi riske atıp, buraya gelirken amacım intikam değildi. | Open Subtitles | لم أخاطر بكلّ شيء لآتي إلى هنا من أجل الانتقام |
| Birliğim hayatımı birkaç bulaşıcı ibne için riske atmak zorunda olmadığımı söylüyor. | Open Subtitles | نقابتي تقول أنه لا يجب أن أخاطر بحياتي. من أجل حكاية مُعدية. |
| Yeni tanıştığım biri için lokantanın geleceğini riske atmaya değmez. | Open Subtitles | لا يستحق أن أخاطر بمستقبل المطعم مقابل شخصٍ قابلته للتو |
| Sorun değil tabii ama hapsi riske alıyorsam bari parasını da alayım. | Open Subtitles | لا أعني بأنني أمانع لكن عليّ أن أستلم أجراً، فأنا أخاطر بحريّتي |
| Sorun değil tabii ama hapsi riske alıyorsam bari parasını da alayım. | Open Subtitles | لا أعني بأنني أمانع لكن عليّ أن أستلم أجراً، فأنا أخاطر بحريّتي |
| Yeni dünyanın güvenli olup olmadığını öğrenene dek hayatlarını riske atmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد انا أخاطر بحياتهم حتى أكتشف أن.. ، العالم الجديد آمن |
| Cameron'a bunun sorun olduğunu söylersem, bağlanmama izin vermeyecek, ve babam bu olaya bağlantılıysa onu bulma şansını riske atamam. | Open Subtitles | انظري ، إذا قمت بإخبار هذا الأمر ل كاميرون لن يدعني أقوم بالغرز أبدا ولا يمكنني أن أخاطر بفرصة اكتشاف |
| Onu ne kaybedeceğim ne riske atacağım ne eskiden olduğum pisliğe döneceğim, ne de sersem bir çiftçinin teki atını geri istiyor diye asılacağım. | Open Subtitles | لن أخسرها أو أخاطر بها أو أعود لما كنت عليه فى الماضى أو أتقيد فقط لمجرد أن مزارع قذر يريد استعادة حصانه |
| Güpegündüz sırf bu işi yapmak için tüm hayatımı riske atmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئاً. يجب أن أخاطر بحياتي كلها مقابل أن أفعل شيئاً بتلك الفتاة. |
| Bina yeteri kadar sağlam görünüyor ama inişi tehlikeye atamam. | Open Subtitles | المنشأة تبدو سليمة بما فيه الكفاية، لكني لن أخاطر بالهبوط.الكامل. |
| Üç kuruş için hayatımı tehlikeye atıyorum, adamım. 250 lira buna değmez. | Open Subtitles | أنا أخاطر بحياتي مقابل أجر ضئيل، يارجل هذه ال 250 لن تصلح. |
| Sırf kızın siyah diye kardeşlerimin hayatını tehlikeye atacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. | Open Subtitles | لو إعتقدت أني قد أخاطر بأخوتي لأن ابنتك سوداء؛ فأنت مخطئ يا رجل |
| Muhtemelen bu ameliyatı eninde sonunda olmak zorundayım ama o zamana kadar ona yakın olmamı sağlayan tek şeyi kaybetmeyi göze alamam. | Open Subtitles | أعلم أني عاجلاً أم آجلاً سأخضع لتلك الجراحة لكن حتى ذلك الحين، لن أخاطر بفقدان الشيء الوحيد الذي يجعلني على مقربة منها |
| Kendi sığırlarım çok kötü durumdaydılar onları buraya getirme riskine girmek istemedim. | Open Subtitles | ماشيتي كانت سيئة للغاية فلم أخاطر بإحضارها |
| Sanırım sürücü gerektiğini düşünüyorum. Istiyorum Risk orbing yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن نقود لا أريد أن أخاطر بالإنتقال |
| Bilmiyorum, ama şansa bırakamam. Belki hala zaman vardır. | Open Subtitles | لا أدري لكن لن أخاطر فربما يكون هناك وقت |
| Sadece Buckland'da ne zaman bir şeye dokunsam, imge görme riskim var, ve bu benim için çok duygusal bir şey. | Open Subtitles | أعني في كل مرة ألمس فيها شيئاً في المؤسسة فإنني أخاطر باتضاح رؤية لي، و هذا عاطفي جداً بالنسبة لي |