| Ama fabrikaya geri gittiğimde, 3. katın var olmadığını söylediler. | Open Subtitles | لكن عندما عدت للمصنع، أخبروني أن الطابق الثالث غير موجود |
| Belediyedekiler olay okul binasında olduğu için buraya gelmemi söylediler. | Open Subtitles | أخبروني أن آتي إلى هنا إن حدث شيء في المدرسة |
| Kapa. Yeni evinin tadını çıkar, prenses. Burada bir aynasız olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أغلقهم أستمتع ببيتك الجديد , أيتها الأميرة أخبروني أن هنالك شرطياً هنا |
| Ve bir gün sıradan olmayan bir ziyaretçim olacağı söylendi. | Open Subtitles | وذات يوم أخبروني أن هناك زائراً مهماً لي |
| Ama doktorlar bana birkaç günde döner dediler ikna oldum . | Open Subtitles | لكن الأطباء أخبروني أن هذة بعض الإنعكاسات ، وأقسموا |
| Bana bu kazaların çevreye yüzbinlerce yıl boyunca zehirli kalan hiç bir madde yaymayacağını söyleyin. | TED | أخبروني أن تلك الحوادث لن تقوم بترك مواد في البيئة مواد سامة لمئات الآلاف من السنوات |
| Benden, takımdakiler için komik lakaplar bulmamı istediler. - İşe yarıyor. | Open Subtitles | أخبروني أن أتخلى عن إطلاق الألقاب المضحكة من أجل روح الفريق |
| Bana kameranın, benim ve Johnny'nin ormanda kayboluşumuzu çektiğini söylediler. | Open Subtitles | لماذا لقد أخبروني أن الكاميرا التي كانت تصورني أنا وجوني |
| Barınaktaki arkadaşlarım adi bir polisin gelip... benim hakkımda sorular sorduğunu söylediler. | Open Subtitles | أصدقائي في الملجأ أخبروني أن شرطية فاسقة كانت في الأرجاء تسأل عني |
| Film okulundaki ilk gün kuralları yıkmadan önce her kuralı öğrenmek zorunda olduğumu söylediler. | TED | في أول يوم في مدرسة الفيلم، أخبروني أن عليّ أن أتعلم كل القواعد لكي لا أكسر أي منها. |
| Sonra bana çenemi kapamamı çünkü tartışmayı anlamadığımı söylediler. | Open Subtitles | ثم أخبروني أن اسكوت لأنني لا أفهم النقاش |
| Ve laboratuardaki adamlar bana her ikisini de aynı zamanda takan kişilerin bir yarasa kadar kör olacaklarını söylediler. | Open Subtitles | ورجال المعمل أخبروني أن أي شخص يرتدي كلا هذه الوصفتين في وقت واحد يصاب بعمى الخفافيش |
| Yüzbaşı Blackadder'ın tütün konusunda hayli başarılı olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبروني أن النقيب بلاكادر لديه نقاطٌ عالية في إقامة العلاقات القاسية. |
| Ama bana denizaltılarında kadınlar için tuvaletleri olmadığını söylediler. | Open Subtitles | ولكنهم أخبروني أن هذه الغوّاصات ليس فيها دورات مياه للنساء. |
| Hala ameliyatta. Burada beklememi söylediler. | Open Subtitles | إنه ما زال في غرفة الجراحة لقد أخبروني أن انتظر هنا |
| Alamadım. Denedim ama Ocak'ta gelmemi söylediler. | Open Subtitles | لم أستطع الحصول على موعد , لقد حاولت لكنهم أخبروني أن أعود في يناير |
| Bana bunun bir ders olduğu söylendi. Bilgi istiyorum. | Open Subtitles | لقد أخبروني أن هذا كان فصلا أريد معلومات |
| Bana, ürettiği malın beklediğim kaliteye göre aşağı yukarı aynı tutarlılıkta olduğu söylendi. | Open Subtitles | لقد أخبروني أن منتجه كان ملائماً تقريباً بالنسبة لجودة كنت أتوقعها |
| Size hindili sandviç ikram etmem söylendi. | Open Subtitles | أخبروني أن أقدّم لكَ شطيرة من لحم الديك الرومي |
| Kemoterapi sayesinde iyileştin dediler ama aslında ayakkabılar sayesindeydi, biliyorum. | Open Subtitles | هم أخبروني أن ذلك بسبب العلاج الكيميائي لكنني اعلم أن السبب كان هذه الأحذية |
| Gelip bizi bulun. Altı günlük vardı, orada bırak dediler. | Open Subtitles | كان هناك , أها , ستة أيام تستحق أخبروني أن أتركها هناك |
| Ve sonra bana bu kamyon ve trenlerin her birinin potansiyel terorist hedefi olmadığını söyleyin. | TED | ثم أخبروني أن كل واحد من تلك الشاحنات والقطارات لن تكون هدف محتمل للارهابيين. |
| Yardımım için teşekkür ettiler ve eve gidip onların işini yapmalarına izin vermemi istediler. | Open Subtitles | لقد شكروني على مساعدتي لهم و, أخبروني أن أعود للبيت وأدعهم يقومون بعملهم |