| Beni orman arısıyla götürebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أخذي في نحلة الخشب الكبيرة هذه؟ |
| Lütfen söyleyin, beni Ütopya'ya götürebilir misiniz? | Open Subtitles | أخبرني فحسب .. هل يمكنك أخذي إلى يوتوبيا ؟ |
| Beni götürmek istediğin o Küba restoranı neresiydi? | Open Subtitles | الذي كان ذلك المطعم الكوبي أردت أخذي إلى؟ |
| Demek tek yapman gereken beni onlara götürmek. | Open Subtitles | إذن، كلّ ما يجب أن تفعله فقط هو أخذي لهم |
| İlacınızı azaltıp hatırlamanıza yardım edersem beni oraya götürür müsünüz? | Open Subtitles | إذا قطعت عنك أدويتك, لأساعدك على التذكر, أيمكنك أخذي معك؟ |
| Düşünüyordum da, belki beni alışverişe götürebilirsin? | Open Subtitles | حسناً، كنت أفكر ربما يمكنكِ أخذي لـ السوق |
| Beni bir zamanlar meşhur teleferiklerin olduğu şu parktaki eski tiyatroya götürürdü. | Open Subtitles | اعتاد أخذي إلى المسرح القديم في المنتزه مع جميع التلفريكات |
| Ya o telefonu cevaplar ve iyi olup olmadığını öğrenirsin yada beni yatak odana götürürsün. | Open Subtitles | يمكنك تلقي المكالمة ورؤية ما إذا كانت بخير أو يمكنك أخذي إلى غرفتك |
| Beni Pinkberry'ye götürdüğün için ben de sana teşekkür ederim. | Open Subtitles | الشكر لكِ على أخذي لهذا (المطعم المسمّى (التوت الوردي |
| Rahatsızım derim ve sen de beni üst kata çıkarıp bütün gece bana sahip olabilirsin, her türlü, bebeğim. | Open Subtitles | سأتحجج بالمرض، ويمكنكَ أخذي للأعلى، ومضاجعتي طوال الليل بكل الطرق يا عزيزي |
| Sanırım beni hastaneye götürmelisin. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب عليكِ أخذي الى المستشفى أظن بأنه يجب عليكِ أخذي الى المستشفى |
| Hayır, beni polise götüremezsin, sen bir polissin. | Open Subtitles | لا , انت لاتستطيع أخذي إلى الشرطة أنت شرطي |
| Üzgünüm Waldo ama Alfalfa beni götürmeyi teklif etti bile. | Open Subtitles | أسفة , (والدو), لكن (ألفالفا) عرض أخذي مسبقا. |
| Sadece beni oraya götürebilir misin diye merak ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أتسائل إن كان بإمكانك أخذي إلي هناك. |
| Takipçilerinden birini bulabilirsek beni Alchemy'ye götürebilir. | Open Subtitles | بحث عن كلما معينة في الشهور الست الأخيرة إن وجدنا أحد أتباعه، فيمكنه أخذي إلى الخيميائي |
| Büyücünün Muhafızları beni Zümrüt Şehri'ne götürebilir. | Open Subtitles | حراس العرًاف يمكنهم أخذي إلى مدينة زُمردة |
| Beni götürmek için arkadaşlarınla tutuştuğun bahsin parası. | Open Subtitles | المال الذي راهنت به أصدقائك بأنك تستطيع أخذي |
| Eski beyzbolcu arkadaşlarının takıldığı bir bara götürmek için çok ısrar etti de. | Open Subtitles | إنّه يريد أخذي معه لذلك البار مع بعض أصدقائه القدامى بالبيسبول |
| Yarın gece beni istakoz lokantasına götürmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد أخذي إلى إلى مطعم السلطعون الاحمر ليلة الغد |
| Şimdi beni hastaneye götürür müsün? | Open Subtitles | هل يمكنك أخذي إلى المستشفى الآن لو سمحت؟ |
| Beni de baloda giyeceğim smokini almaya götürür müsün? | Open Subtitles | على الطريق، تستطيع أخذي لجلب بدلة الحفل الراقص؟ |
| Ama bak ne diyeceğim, beni yemeğe götürebilirsin. | Open Subtitles | لكن سأخبرك هذا، يمكنك أخذي لتناول العشاء. |
| Ben küçük bir çocukken, annem beni oyun bahçesine götürürdü. | Open Subtitles | عندما كنتُ طفلةً صغيرة إعتادت أمي على أخذي الى ذلك الملعب |
| Ya beni Altar'a götürürsün ya da götürecek bir başkasını bulurum. | Open Subtitles | هل تستطيع أخذي إليها أو سأجد شخصاً آخر ليأخذني |
| Beni götürdüğün için teşekkürler, Lori. | Open Subtitles | شكراً على أخذي ،(لوري). |
| Başkaları bana sahip olabilir, ama ben paylaşılamam. | Open Subtitles | بوسع الآخرين أخذي ولكن لا يمكن مشاركتي |
| Delikli kartı delmek istiyorsan beni oyuna götürmelisin. | Open Subtitles | لا، إذا كنت تريد خرم الورقة يجب عليك أخذي للمسرحية |
| "Hayır, beni götüremezsin, beni zorlayamazsın." dedi. | Open Subtitles | "وقالت : "لا تستطيعي أخذي, لا تستطيعي إجباري |