| Bir kadın ve iki çocuğuna çarpıp kaçan sürücüden tutuklamamak için rüşvet aldığını yazıyor. | Open Subtitles | يقال هنا أنه أخذ رشوة حتى لا يمسك سائقاً قتل في حادث سيارة إمرأة و طفلين |
| Floridalı bir işadamından rüşvet aldığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه أخذ رشوة من (رجل أعمال من (فلوريدا |
| Daha şimdi rüşvet aldığını söyledin. | Open Subtitles | لقد قُلتَ بأنهُ أخذ رشوة. |
| Belki de birinden rüşvet aldı, işin ucunu bağlayamadı... ve hak ettiğini aldı. | Open Subtitles | ربما أخذ رشوة من أحدهم ولم ينفذ ما طلب منه فنال ما يستحقه |
| Kolej Sporları Kurumu GWCU'da oynamak için rüşvet alıp almadığını bulmamızı istiyor. | Open Subtitles | رابطة ألعاب القوى تريد معرفة ما إذا كان أخذ رشوة من شركة للبطاقات الإئتمانية |
| Babamın, bir silah anlaşması için rüşvet aldığına inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تصدق بأن والدي أخذ رشوة عندما كان يشرف على إتفاق تخفيض التسلح؟ |
| Dawson'a rüşvet aldığını bildiğimi söyleyeceğim. | Open Subtitles | (سأخبر (داوسون أنه أخذ رشوة |
| ..o köprü için partin rüşvet aldı, bunun için sen rüşvet aldın! | Open Subtitles | حزبك أخذ رشوة لذلك، كنت أخذت رشوة لذلك! |
| Dawson rüşvet aldı, ben de bunu biliyorum. | Open Subtitles | (داوسون) أخذ رشوة و أنا أعلم بذلك |
| 50ler'de rüşvet alıp bir maçı sattı. | Open Subtitles | أخذ رشوة في الخميسنات و باع القتال |