| Yaşamak ve para kazanmak için başka bir yol bilmedi. | TED | لم يعرف أية طريقة أخرى لكسب العيش و صنع المال. |
| dedi. Şimdi, eğer bu doğruysa, sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar. | TED | والآن، لو كان ذلك صحيحاً فإنه إدانة لنظام الرعاية الصحية لدينا وذلك لأن هؤلاء المرضى سبق وأن كشف عليهم في اماكن أخرى. |
| Ama diğer konularda kesin değildirler ve sadece farklı sonuçlar için olasılıklara sahipsinizdir. | TED | لكن في أوقات أخرى لم تكن كذلك، وتحصل على إحتمالات لنتائج مختلفة فقط. |
| Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. | TED | في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا. |
| Sonra yine yaşlılar ölecek ve iki milyar daha çocuk doğacak. | TED | ومرة أخرى سوف يموت الكبار السن وسوف تحصلون على ملياري طفل. |
| Ancak yeni bir paradigma ise başka kullanımları da olmalı. | TED | إنه نموذج جديد، لكن، يجب أن يكون له استخدامات أخرى. |
| Ve çoğu kişinin unuttuğu ikinci bir duruşma oldu, Baba George Bush'un emrettiği. | TED | و مانسيه الجميع , انه كان هنالك محاكمة أخرى بأمر جورج بوش الأب |
| Çeviride kaybolan başka şeyler de var, insan sezgisi gibi. | TED | هناك أشياء أخرى تفُقد في الترجمة أيضاً، مثل الحدس البشريّ. |
| Sizlere daha da başka ortamlar göstermek için vaktim var mı bilmiyorum. | TED | أنا لست متأكدًا إذا ما كان لدي وقت لأوضح لكم بيئات أخرى |
| Bunu başka hiç bir şekilde yaratamaz ve taklit edemezsiniz. | TED | لن تتمكن من صنع هذا أو محاكاته باي وسيلة أخرى |
| İyi bir dinleyici olmanın diğer bir yolu yansıtıcı konuşmaktır. | TED | وهناك طريقة أخرى لتكون مستمعا جيدا هي استخدام لغة المتحدّث. |
| Bu sadece onları etkilemiyor, bu ilişkiye bağlı olan diğer hayvanlar da etkiliyor, bu yüzden kilit taşı bir tür hâline geldiler. | TED | وهذ ا لا يعتبر مهما فقط بالنسبة لهم، حيث أن حيوانات أخرى أيضا تعتمد على هذه العلاقة، لذلك يعتبرون أيضا صنفا أساسيا، |
| İşte bu noktada, kaslarınız tek başına kapıyı açmak için yeterli güç kullanamayacaktır, bu yüzden beyin diğer kaslardan yardım ister. | TED | في هذه الحالة، عضلات ذراعك لوحدها، لن تكون قادرة على إحداث شدّ كافٍ لفتحه، لذلك فإنّ دماغك يطالب عضلات أخرى بالمساعدة. |
| Çok ağır bir nesnenin momentumu, hızlı gitmese bile büyük olur, ki bu yine çok kısa dalgaboyu demektir. | TED | والجسم الثقيل له قوة دافعة كبيرة حتى وإن لم يكن يتحرك بسرعة ما يعني مرة أخرى طول موجي قصير. |
| Fark yine o kadar büyüktü ki bunları bağdaştırmanın bir yolunu göremiyordum. | TED | وظهر الفارق شاسعًا مرة أخرى ولم أجد من سبيل لجسر الهوّة بينهما. |
| Servis sende. Ama sakıncası yoksa servisi yine ben atacağım. | Open Subtitles | لنغير الأرسال, سأقوم بالأرسال مرة أخرى أن كنت لا تمانع |
| Bu, yeni bir iddiası olan bunu kanıtlamak zorundadır, anlamına gelir. | TED | بطريقة أخرى .. أن اثبات الدليل يقع على صاحب الفكرة الجديدة |
| Zirveye doğru ilerlerken hiç olmadığı kadar çabalamalı ve yeni bir zirve bulmalısınız. | TED | حين تصعد نحو قمة ما، عليك أن تعمل بجهد أكثرلتجد لنفسك قمة أخرى. |
| Bu arada, o ekip Amerika'daki arazi araçlarının yeni kuşağının bir sonraki modelinin ne olacağına dair altı farklı fikir üretti. | TED | بالمناسبة, ذاك الفريق صنع ستة مفاهيم أخرى للنموذج الذي بدوره سيكون الاقتراح للجيل القادم بعد الـ أس يو في في أمريكا. |
| Ivan, ikinci perdenin ne kadar kötü olduğunu söylememizin başka bir yolu yok. | Open Subtitles | إبفان إيفان لا توجد طريقة أخرى لقول هذا لدينا مشكلة في المشهد الثاني |
| İşiniz bittiğinde vücudu geri getirebilirsiniz ve bir dahaki seansa hazır olur. | TED | لذلك عندما تنتهي، يمكنك اعادة الجسم ومن ثم يكون جاهزا لجلسة أخرى. |
| Şimdi ise daha da ileri teknolojilerden bahsediliyor: artırılmış gerçeklik gibi. | TED | ويجري الآن زيادة هذا بطبقات أخرى من التكنولوجيا مثل زيادة الواقع. |
| Hepsini tekrar bulması ve hepsinin hayatta olduğu bulması bir hafta sürdü. | TED | وقد استغرقت أسبوعا للعثور عليهم جميعا مرة أخرى واكتشاف أنهم قد نجوا. |
| Ancak, sahip olduğumuz kimliğe göre bu soruyu farklı biçimde sorabiliriz. | TED | ولكن هناك طريقةٌ أخرى للتفكير في ذلك لمعرفة أين وصلنا بهويتنا. |
| Onu mutlu olmasini istiyorum, beni baska bir kadin için birakmamali. | Open Subtitles | و أبقي رجلي سعيداً لا أريده أن يتركني لاجل امراة أخرى |
| Ya birisi, orijinal geminin her bir parçası atıldıkça onları toplamış, ve orijinal gemiyi tamamen yeniden inşa etmişse? | TED | ماذا لو كانت القطع الأصلية التي تم استبدالها قد قام أحد ما بجمعها وأعاد بناء السفينة مرة أخرى بها؟ |