| Evet görünüşe göre, performansı yeterli değildi. | Open Subtitles | أجل حسناً من الواضح أن أدائه يفتقر إلى الجدية |
| Eğer performansı istediğimiz gibi olmazsa o zaman sen onun yerine gelirsin. | Open Subtitles | إذا لم يرتفع أدائه إلى المستوى المطلوب سيتم الاستغناء عنه وأنت يمكن أن تصبح القائد بدلاً منه |
| performans testler son derece yüksek bir IQ'sunun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | اختبارات أدائه تشير الى أنه لديه مستوى ذكاء عالى للغايه |
| Sanıyoruz ki halkın ve medyanın, onun vasat performansına bakarak dile getirdikleri olumsuz söylemleri sonunda onun kahramanlık hareketlerinden vaz... | Open Subtitles | نعتقد أن النظرة السلببية التي واجهها بسبب أدائه الضعيف قد اقنعته للعدول عن لعب دور البطل |
| PAF takımdaki performansıyla göz doldurmuştu ama burada seviye farklı. | Open Subtitles | يبدو أنه لفت الإنتباه في أدائه و هو على مستوى علي جداً |
| Ama performansının zirvesinde olamayacak ve ben sevgilimin performansının zirvesinde olmasını isterim. | Open Subtitles | لكنه لن يكون فى قمة مستواه وأنا أفضل صديقي فى قمة أدائه |
| Bunu onun avukat olarak performansından ötürü yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ذلك بسبب أدائه كمحامٍ. |
| o zaman Ryan'a performansını gösterelim. | Open Subtitles | حسنا ، فلنبين لـ "رايان" أدائه اذاً |
| Ya cinsel performansı konusunda endişelen adam skeci? | Open Subtitles | ماذا عن المشهد الهزلي للشخص الذي كان قلقا بشأن أدائه الجنسي؟ |
| Michael'ın performansı için getirdiğimiz malzemeleri daha kimse geliştirmiş değil. | Open Subtitles | سنضيف الجديد على أدائه الذي لم يتطور البتة وسيتم تطويرة من أجل (مايكل) |
| Neyse, gidip Teddy ile bu geceki çello performansı hakkında konuşmalıyım. | Open Subtitles | على أية حال، يجدر بي الذهاب و الحديث مع (تيدي)، حول أدائه على التشيلو الليلة |
| "Sonuç olarak, John gösterdiği performans ile tatmin edicidir. | Open Subtitles | نتيجة لذلك، جون يجب أن يكون راضي عن أدائه. |
| Buna performans artırmak diyorsan kariyerini gözden geçirmen gerek çünkü bu şey, Mel Gibson'ın cumartesi gecelerindeki halinden daha beter oldu. | Open Subtitles | الا تحسين أدائه. اذا كانت هذه هي فكرتك عن تحسين الأداء, من الأفضل لك أن تعيد التفكير في مهنتك, |
| Hayır. Tüm performans değerlendirmeleri örnek niteliğindeydi. | Open Subtitles | -كلاّ، كلّ مُراجعات أدائه كانت مُمتازة . |
| Rekabet ortamı Tobias'ı korkuttu ama bunu performansına aktarabileceğini düşündü. | Open Subtitles | دبّ الرعب في (توبايس) من المنافسة والذي شعر أنّه بإمكانه استخدام ذلك في أدائه |
| Noriyuki Morita performansıyla Akademi Ödülü'ne aday oldu. | Open Subtitles | و أثناء ذلك فقدت زوجته طفلهما في معسكر إعتقال "نوريوكي موريتا" ترشح لجائزة الأكاديمية بسبب أدائه |
| Fakat o büyük güç ve kontrol performansının sonunda, Prospero'nun son sözleri, Shakespeare'in seyirciler - ve karakterleri üzerindeki gücü - aracılığıyla alçak gönüllülüğünü gösterir. | TED | ولكنه بنهاية أدائه المهيب لدور السلطة والهيمنة فأبيات "بروسبيرو" الختامية تظهره متواضعا لجمهوره وللسلطة التي بين أيديهم على ما يبدعه. |
| "Neşeli Günler'deki performansının ardından... | Open Subtitles | "بعد أدائه في ذا ساوند أوف ميوزيك، |
| Bunu onun avukat olarak performansından ötürü yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ذلك بسبب أدائه كمحامٍ. |
| Ben de bu yılki performansını göz önünde bulundurarak Dwight'ı düşünüyorum. | Open Subtitles | ،ومع أدائه هذا العام (أنا افكر في (دوايت |