| Affedersin. Belki sonra fikrini değiştirirsin diye şimdi yapmak istedim. | Open Subtitles | آسف، أردت فعل ذلك فحسب احتياطًا من تغيير رأيك لاحقًا |
| Toplu öfkemizi güzelliğe dönüştürmek için bir şeyler yapmak istedim. | TED | أردت فعل شيء لتحويل غضبنا الجماعي إلى شيء جميل. |
| Yıl dönümümüz için güzel bir şey yapmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فعل شئ مميز من أجل ذكرى موعدنا الاول |
| Üç yıldır bunu yapmak istiyordum! Sana dergileri göstereyim. | Open Subtitles | لقد أردت فعل هذا منذ ثلاث سنوات دعيني أريكِ بعض المجلات |
| Şimdi gerçekten kıskandım. Hep bunu yapmak istemişimdir. Nasıldı? | Open Subtitles | أشعر بالغيرة الآن لطالما أردت فعل هذا كيف هو شعورك |
| İhtiyacım olan şeyi feda etmeden herkes için doğru olanı yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد أردت فعل الصحيح بواسطة كل شخص بدون التضحية بما أريده |
| Eğer Haley için güzel bir şeyler yapmak istiyorsan... traş makinesi satın almayı deneyebilirsin. | Open Subtitles | تعرف, إذا أردت فعل شيء لطيف من أجل هايلي ربما عليك استخدام ماكينة الحلاقة |
| Bunu yapmak istedin, tamam mı? | Open Subtitles | أردت فعل هذا، حسناً؟ كن شجاعاً فحسب. |
| Saatlerce çalışmanın karşılığında, teşekkür etmek için özel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | أردت فعل شيء خاص لتعبير عن شكري - و بـ"فعل شيء" تعني - |
| Ben, şey belki bir daha fırsatını bulamam diye bunu yapmak istedim. | Open Subtitles | أنافقط... . أردت فعل هذا ، فى حالة أذا لم يكن هناك فرصة ... |
| Bunu uzun zamandir yapmak istedim. | Open Subtitles | أردت فعل ذلك منذ فترة طويلة |
| Ne var biliyormusun hazır buradayken hep bunu yapmak istemiştim. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ بينما أنا هنا.. لطالما أردت فعل هذا. |
| - Bu sefer doğru yapmak istemiştim. - Heyecanlanma. | Open Subtitles | لقد أردت فعل كل شئ بالطريقة الصحيحة هذه المرة - لا تتحمسي - |
| Bunu yıllardır yapmak istemiştim. İnanılmaz. | Open Subtitles | أردت فعل هذا منذ سنين, إنه مذهل. |
| Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ama bir şey yapmak istiyordum | TED | لم أدري ماذا أفعل، ولكني أردت فعل شيء |
| Ama istifa ettim çünkü tutkum burasıydı, Afrikaydı. Çünkü daha tatmin edici işler yapmak istiyordum. | TED | ولكنني تركت الوظيفة ، لأن هواى وعواطفي كانت هنا . ولأنني أردت فعل أشياء مرضية . |
| Her zaman bunu yapmak istemişimdir. | Open Subtitles | لطالما أردت فعل ذلك |
| Yaptığınız işi yapmak istemişimdir ben. | Open Subtitles | ولكني أردت فعل ما تفعلونه |
| Ama bunu tek başıma yapmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكن أردت فعل هذا من غير مساعدة |
| Doğru olanı yapmak istiyorum ama neyin doğru olduğundan da pek emin değilim. | Open Subtitles | أردت فعل الصواب لكنني... لكنني لست متأكد مما هو الصواب |
| Bir şey yapmak istiyorsan şu çarşafı katlamama yardım et. | Open Subtitles | لو أردت فعل شيء ما ، يمكنك مساعدتي في طي هذه الملاءة |
| Eğer bunu yapmak istiyorsan eğer azıcık şansın olan bir şeyde tüm sevdiklerini lanetlemek istiyorsan sen bilirsin dostum. | Open Subtitles | لذلك ، إذا أردت فعل ذلك إذا أردت لعنّ كل من أحببت في أقل فرصة يمكن الفوز بها |
| Sen de yapmak istedin, ama cesaret edemedin. | Open Subtitles | لقد أردت فعل هذا ولكنك لا تملك الشجاعة |
| Bunu sana yapmayı istiyordum. | Open Subtitles | لقد أردت فعل الشيء نفسه معك |