| Kimya kulübü başkanı Taylor McKessie... bu konuyla ilgili tüm sorularınızı yanıtlayabilir. | Open Subtitles | يجيب السيد تايلور مكيسي رئيس النادي عن كل أسئلتكم في هذا الموضوع |
| Doğum öncesi ve sonrası bakım hakkında konuşacağız ve tüm sorularınızı cevaplayacağım. | Open Subtitles | سنتحدث حول الرعاية قبل وبعد الولادة وسأكون مستعداً للإجابة على كل أسئلتكم |
| Sizi şaşırtacak şey ise, ee... ..şempanze dostlarımız da sorularınızı cevaplamaya hazırlar. | Open Subtitles | مايدهشكم هو ان أصدقائي الشمانزي مستعدون للإجابة على أسئلتكم |
| Ben burada Kızılderililer hakkındaki sorularınıza cevap verecek bir korucu değilim. | Open Subtitles | أنا لست حارس متنزه هنا لأجيب كل أسئلتكم عن الهنود |
| sorularınız o iyileşince cevaplanacaktır. | Open Subtitles | هو فى حالة حرجة ولا بد من نقله الى المستشفى فى الحال عندما يكون جاهز للإجابة على أسئلتكم سنعلمكم بالأمر |
| Her şeyi itiraf etmemin aklınızdaki tüm sorulara cevap vermemin zamanı geldi. | Open Subtitles | وقد حان الوقت لأكون واضحة معكم. وأرد على أسئلتكم. |
| Sık sorulan soruları yanıtlamak için birkaç dakikanızı alacağım. | TED | أود أخذ بعض الدقائق والإجابة على بعض أسئلتكم المتكررة. |
| sorularınızı ve önerilerinizi bekliyorum. | Open Subtitles | في إمبراطورية مؤسسة الأتصال الأمريكية كلها أنتظر أسئلتكم وتعليقاتكم |
| Resmi gösteriyi kontrol odasından görebilirsiniz, ama burada sorularınızı alacağız. | Open Subtitles | سنشاهد المنتج من غرفة القيادة سيتم أخذ أسئلتكم هنا |
| Uzaylılarla ilgili sorularınızı cevaplamaktan mutluluk duyarım. | Open Subtitles | يسعدني أن أجيب عن أسئلتكم بخصوص المخلوق الفضائي. |
| - Arkadaşlar, size söylemiştim. Ben bitirinceye kadar sorularınızı aklınızda tutun. | Open Subtitles | شباب , أخبرتكم أن توفروا أسئلتكم حتى انتهى |
| - Sabırlı olun Iütfen. Ted, dev totemle ilgili bütün sorularınızı memnuniyetle cevaplayacaktır. | Open Subtitles | تيد سيكون سعيد لإجابة كل أسئلتكم عن التمثال العملاق |
| Baylar ve bayanlar, bütün sorularınızı cevapladım mı bilmiyorum. | Open Subtitles | سيّداتي سادتي، لا أعرف إن كنت أجبت على جميع أسئلتكم |
| Bu devam eden bir soruşturma olduğu için sorularınızı daha iyi cevap verebilecek durumda olan emniyet mensuplarına yöneltmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | بما أننا بصدد تحقيق جاري سأطلب منكم توجيه أسئلتكم لمسؤولي الشرطة للحصول على أجوبة وافية |
| Şimdi kısa bir aradan sonra, barometrik basınç ile ilgili bütün sorularınızı yanıtlayacağız. | Open Subtitles | الان بعد الفاصل سنجيب عن كل أسئلتكم الملحة عن الضغط البارومتري لذا تأكدوا من ان تبقوا هنا |
| Bütün sorularınıza cevap vermek bizi mutlu edecek. | Open Subtitles | نريد فقط أن نتأكد أنَّهُ بإمكاننا الإجابة على جميع أسئلتكم |
| sorularınıza basın konferansında cevap verecekler. | Open Subtitles | شكراً لكم سنجيب عن أسئلتكم في المؤتمر الصحفي |
| Ona beş dakika zaman verin. Döndüğünde sorularınıza cevap verecek. | Open Subtitles | أمهلوها دقائق، لتعود للإجابةٍ على جميع أسئلتكم |
| Pekala, endişelenmeyin. Tüm sorularınız yanıtlanmak üzere. | Open Subtitles | حسناً , لا تقلقوا , كل أسئلتكم على وشك الإجابة عليها |
| Soruşturmanın detaylarına giremem fakat sorularınız varsa alabilirim. | Open Subtitles | لايمكنني التعمّق في تفاصيل التحقيق الرجاء مراعاة ذلك في أسئلتكم |
| Planım ne kadar sürerse sürsün burada durmak her birinizle tek tek konuşmak ve aklınızdaki tüm sorulara cevap vermek. | Open Subtitles | لذا فأنا أعتزم البقاء هنا قدر ما يتطلبه الأمر أن أتحدث إلى كل فرد منكم على انفراد وأن أجيب على كل أسئلتكم إن كان هناك |
| Manilow, Tokyo'daki konserinden soracağınız soruları yanıtlayacak. | Open Subtitles | "مانيلوز" بنفسه لكي يجيب على أسئلتكم مباشرةً من هاتفه وهو في منزله في طوكيو |
| Sizden, sorularınızın kısa olmasını istemek zorundayım. | Open Subtitles | لذلك أرجو الإيجاز قدر الإمكان في أسئلتكم |
| Bütün boktan sorularını cevapladım. Eğer hiç bir s.k yapmayacaksanız, Defolun evimden. | Open Subtitles | لقد أجبت على جميع أسئلتكم إن لم تفعلوا شيئا فاخرجوا من منزلي |