Şu çorabı giy, bir sürü soru sor... aşağı inmeye davran. | Open Subtitles | سأضع ذلك المشهد وأسال أسئله أعتقدت أنك لن تقولها أبدا |
Evet... Ama neyse, öncelikle... birkaç kolay soru. | Open Subtitles | .. لكن على أية حال .أولاً بضعة أسئله بسيطه |
Neden sen hiç soru sormuyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تسأل أي أسئله أبداً ؟ إسأل الأسئله دائماً. |
O konuyla ilgili olarak, başka bir sorunuz yoksa... | Open Subtitles | و بمناسبة هذا إذا لم يكن لديكم أى أسئله حسناً |
İhtiyacınız varsa onunla konuşabilirsiniz. Sorusu olan? | Open Subtitles | إذن , إذهبوا و تحدثوا إليها إذا إحتجتم , أى أسئله ؟ |
Bugün öğlen bana sorum olup olmadığını sordun. | Open Subtitles | في الغداء .. سألتني إذا كان عندي أي أسئله |
Belki sen ve ben tartışma soruları için aldığımız notları karşılaştırabiliriz. | Open Subtitles | ربّما أنت وأنا يمكننا أن نقارن ملاحظاتنا على أسئله المناقشه |
Biliyorum sıkılmış olmalısınız, ama size birkaç soru daha sormam gerek. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يزعجك كثيرا سيدتي و لكن لم يتبق معنا الا بضعة أسئله |
Başka soru var mı? | Open Subtitles | لكى يشعر بمثل هذه الأشياء أى أسئله أخرى؟ |
Benim hakkımda, ailem ya da... neden sadece bir kitap olduğu hakkında soru sorulmayacak. | Open Subtitles | لن تطرح أسئله علي تتضمن حياتي و عائلتي أو لماذا نشرت كتاب واحد فقط |
Burada soru milyoner olup olmayacağınız değil. | Open Subtitles | لا يوجد أسئله هنا عن هل سوف تصبح مليونيرا أم لا |
Briault, bir kurşunla öldürüldüğünde kimseye soru sormadım. | Open Subtitles | ولكن حينما برياوليت قتل فى نقطه معزوله لم أسأل أى أسئله |
Öyle süslü bir şeylere gerek yok, Bayan Lang, sadece basit soru ve cevaplar. | Open Subtitles | من غير ضغينة آنسه لانغ فقط أسئله و أجوبه بسيطه |
sorunuz var mı? | Open Subtitles | عند حمام السباحة ، هل من أسئله ؟ |
Eğer sorunuz varsa lütfen çekinmeyin. | Open Subtitles | إذا كانت هناك أسئله ، لا تترددو |
Avukat Shen Yuelin, savunmanın başka Sorusu var mı ? | Open Subtitles | المحامية (شين يولين) هل لدى الدفاع أى أسئله آخرى ؟ |
Pekala, o zaman. Gidelim mi? Sorusu olan var mı? | Open Subtitles | حسناً ، فلنتحرك أي أسئله أخيرة؟ |
Bugün öğle yemeğinde bir sorum olup olmadığını sordun. | Open Subtitles | اليوم .. على الغداء .. سألتني إذا كان لدي أي أسئله. |
Deborah Connors önceden bilmediği soruları cevaplamaz. | Open Subtitles | ديبورا كونورز لا تجيب أي أسئله لا تعرفها تفضلي |
Angie Gower hakkında birkaç sorumuz daha var. | Open Subtitles | لدينا فقط بضعه أسئله آخر لك عن أنجى جوير |
Bugünlük bu kadar filozofluk yeter. Başka soruların olursa, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | على كل حال , لامزيد من الفلسفه اليوم ان كان لديك أسئله تعرف مكاني |
Galiba onlarda ona sadece bazı Sorular sormak istiyorlar, huh? | Open Subtitles | اعتقد انهم أيضاً يريدون طرح أسئله عليه ، أليس كذلك؟ |
Ben de ona bir kez olsun parayı nereden bulduğunu sormadım. | Open Subtitles | ولم أسئله ولا مرة واحدة, عن مصدر الأموال التي يأتي بها |
Bu hastanın bazı sorunları var ve ve benim de uzun süredir bekleyen ve cevaplarını almam gereken sorularım var. | Open Subtitles | و لكن هذا المريض لديه مشاكل و أنا لدى أسئله أسئله منذ زمن طويل و يجب أن أحصل على الأجوبه |