| Evinde aslan beslediğini söyleme zahmetinde bulunmadı mı? | Open Subtitles | ويتم استقبالك في الباب بواسطة ملك الغابة اللعين. ألم ترهق نفسها أبدا وتذكر أن لديها أسدًا أليفًا؟ |
| İster aslan ol ister kuzu, seni daima seveceğim. | Open Subtitles | سأحبّكَ دائمًا سواء أسدًا كنتَ أم حملاً |
| Ama aslan ya da kaplan değil. | Open Subtitles | حسنًا، وجدت هٍرّا ليس أسدًا ولا نمرًا |
| Hatta belki bir aslanı misilleme olarak mızrakla öldürdüklerini bile. Böylece, gerçekte neler olduğunu daha iyi resmedebiliyordu. | Open Subtitles | حيث يُحتمل أنهم طعنوا في بعضها أسدًا للثأر منه، لذا ستملك تصوّرًا أفضل لما يحدث هنا |
| Dağ aslanı ya da ne bileyim besili bir kedi olmadığından emin misin? | Open Subtitles | متأكدة أنه لم يكن أسدًا جبليًا أو... ربما قطة متغذية بشكل ممتاز؟ |
| Bir aslanla burun buruna geldi ve ona bir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد واجه أسدًا ولم يتم أكله. |
| Bugün karşıdan karşıya geçen bir aslan gördüm. | Open Subtitles | شاهدت أسدًا اليوم، يعبر الطريق. |
| Nasıl olur da kimse Seattle'da dolaşan bir aslan görmüş olmamla ilgilenmez? | Open Subtitles | حسنا، لماذا ليس هناك من يهتم لحقيقة أنني شاهدت أسدًا يمشي في أرجاء "سياتل"؟ |
| Size aslan gördüğümü söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أنني رأيت أسدًا. |
| Kirby'nin aslan olduğunu bana bu yüzden söylememiştir kesin. | Open Subtitles | لابد أنه السبب الذي جعلها لا تخبرني بأن (كيربي) كان أسدًا. |
| Şey bir aslan gördük. | Open Subtitles | حسنا... لقد شاهدنا أسدًا. |
| aslan gördük diyorum. | Open Subtitles | لقد كان أسدًا. |
| Boynuz darbesiyle bir aslanı öldürebilir. | Open Subtitles | قد يجرح أسدًا بقرنيه و يقتله |
| Martin bugün bir aslanla burun buruna geldi. | Open Subtitles | (مارتن) واجه أسدًا اليوم. |