Bir adamı öldürmek onu cezalandırmaktır. | Open Subtitles | مما أسفر عن مقتل رجل يتيح له قبالة سهلة. |
Ama öldürmek öldürmektir. Ben de bir kanun adamıyım. | Open Subtitles | ولكن مما أسفر عن مقتل ما زالت القتل، وأنا رجل القانون. |
öldürmek bi'ara benim uzmanlık alanımdı. | Open Subtitles | ترى، مما أسفر عن مقتل و مرة واحدة تخصص للأعمال المتعلقة بالألغام. |
Bak balım, hepimizin üzücü hikâyeleri var ama insanları öldürmek hiçbir şeyin çözümü olmuyor. | Open Subtitles | طيب، والعسل. لدينا كل تنهد قصة حزينة، ولكن مما أسفر عن مقتل شخص لا إصلاح أي شيء. |
Onlara hayran kaldım; çünkü onlar için öldürmek günlük bir yaşam mücadelesi. | Open Subtitles | فقد فتنت لي دائما لأنه, بالنسبة لهم, مما أسفر عن مقتل على أساس يومي هو الوسيلة الوحيدة لل بقاء على قيد الحياة . |
Ama onu öldürmek kayıplarımızı geri getirmeyecek. | Open Subtitles | مما أسفر عن مقتل وسوف لن يجلب له kelaurga يعود بنا. |
Bay Flores'i öldürmek ilk deneyiminiz değildi demek ki. | Open Subtitles | وهكذا، مما أسفر عن مقتل السيد فلوريس لم يكن تجربة فريدة من نوعها بالنسبة لك . |