| Nasıl hissettiğini anlamak için kalbine, beynine kablolar bağladılar. | Open Subtitles | وضعوا أسلاكاً على قلبها ورأسها ليعرفوا كيف تشعر |
| Yerde kablolar vardı. Birileri ölebilirdi. | Open Subtitles | . لقد كان هنالك أسلاكاً على الأرضية كان في الإمكان أن يموت شخصاً ما |
| Karman çorman olmuş bir dişçi koltuğunda oturmuş kendi kendine konuşan bir adamın kafana kablolar bağlamasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | عرين الشيطان ، والذى يجلسك على كرسى لطبيب أسنان وتجعلين شخصاً يتحدث إلى نفسه يضع أسلاكاً فى رأسك ، والتى هى رأسى |
| Kabloları çek, herhangi birşey. Daha sonra Sergio'yu hazırla ve sakin olmasını sağla. | Open Subtitles | اقتلع أسلاكاً, أى شىء ثم جهّز (سيرجيو) وابقه صامتاً |
| Tamamdır. Muhafaza açık, Theo. Kabloları görüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أزلت الغطاء يا (ثيو) وأرى أسلاكاً |
| Işık çok parlak! kablolar ve borular görüyorum. | Open Subtitles | يبدو الأمر غريباً بوسعي أن أرى أسلاكاً وأنابيب |
| Bizi duyabilir. Duvarlarda kablolar var. | Open Subtitles | ، بوسعه سماعك فهو يضع أسلاكاً في الجدران |
| kablolar görüyorum. | Open Subtitles | أرَ عدّة أسلاكاً... |
| kablolar görüyorum. | Open Subtitles | أرى أسلاكاً |