| Beni, parmağını yenilemek yerine, elini kesmem için teşvik ediyorsun. | Open Subtitles | كأنك تطلب مني قطع يدك بأكملها بدلًا من استبدال أصبعك |
| Buffalo'da olmaktan kötü bir şey varsa o da bir otel odasında parmağını göt deliğine daha ne kadar sokabileceğini öğrenmeye çalışmaktır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يعد أسوء من التواجد في بافلو هو التواجد في غرفة فندق محاولاً إيجاد إلى أي مدى تستطيع إدخال أصبعك |
| Gerçekten parmağını kesip, yemin ettin mi? | Open Subtitles | أريد أن أعرف إذا كان عليك فعلاً جرح أصبعك و حلف اليمين |
| Eskimiş bu. Taze olsaydı, şimdi Parmağın olmazdı. | Open Subtitles | هذا حمض قديم اذا كان حمضا جديدا، فلم تكن لتملك أصبعك مجددا |
| Evet, evli olmayan halimizle evimizde tshirtlerimizin içinde, senin Parmağın sağlamken seks yapan halimizle. | Open Subtitles | نعم ، نحن غير متزوجيّن في المنزل في الملابس الرياضية ومع أصبعك غير مكسور و نمارس الجنس. |
| Kripton'lu her iyi anne gibi, o yüzüğü parmağına takacağını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنها ستضعه في أصبعك كما يجب أن تفعل أي أم كريبتونية جيدة |
| parmağında 3 dakikalığına nişan yüzüğü vardı ve parmak intihara kalkıştı. | Open Subtitles | أعني ، أصبعك عليه خاتم خطوبة لثلاثدقائق، و حاول قتل نفسه. |
| parmağını kopardığın için kendine dava mı açacaksın yani? | Open Subtitles | أنتظر ، هل كنت ستقاضى نفسك على تفجير أصبعك بنفسك ؟ |
| Demek, parmağını çocuğun ağzına sokup kusmasına neden oldun. | Open Subtitles | وضعت أصبعك في فم الطفل إذاً و أحدث نزف في التجويف البطني |
| Belki de parmağını her iki dakikada bir burnuna sokmazsan gerçekten de topu tutabilirsin. | Open Subtitles | ربما إذا توقفت عن أدخال أصبعك الى ,أنفك كل دقيقتين أنك قد تلتقط الكرة في الواقع |
| Diğer parmağını da göreyim. | Open Subtitles | دعني أرى أصبعك الآخر، احفظه على هذا الشكل |
| Soğuduğunda küçük parmağını kütüğe sokardın ve geyik dekorasyonlarına cinsel organ resmi çizerdin. | Open Subtitles | تدسّ أصبعك الصغير فيها حين تبرد، وترسم الأعضاء التناسية بها. |
| Sen altı yaşındayken, arkandan seninle oynarken, ...parmağını kırdım, nasıl hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا قد كسرت أصبعك الصغير ببكره من الخلف عندما كنت في السادسه لذا أعلم كيف تشعر |
| Belki de parmağını bana o şekilde sallamamalısın yaşlı adam... | Open Subtitles | إن الجرح يؤلمني حينما أرفع كتفي أجل، حسنًا.. أراهن بأن تلويح أصبعك في وجهي أيها العجوز سيـ.. |
| Parmağın tam olarak fünyenin üzerinde. | Open Subtitles | أصبعك حرفيًا على أداة التفجر في هذه اللحظة |
| O yamuk penisle farklı pozisyonlar deniyordu. Lanet Parmağın hareket etti. | Open Subtitles | أوه أن أصبعك تحرك أنه يتحرك .. |
| Parmağın kurşun deliğinde, değil mi? | Open Subtitles | -هل وضعت أصبعك في فتحة الرصاصة؟ |
| Diz çöküp onu parmağına geçirmek bana hayatta en büyük zevki yaşatırdı. | Open Subtitles | و راقِ و متفاهم مثلك تماماً لا أريد أكثر من الركوع و أضعه في أصبعك |
| Bu yüzük parmağında olduğu ve güçlerinden yoksun kaldığın sürece babanla benim, senin için hayalini kurduğumuz kaderi yerine getiremezsin. | Open Subtitles | طالما يبقى هذا الخاتم على أصبعك فأنت بلا قوى لن تستطيع إنجاز القدر الذي تصورناه أنا وأبيك من أجلك |
| parmağınızı sarıp sarmalar, ...size hediyenizi sarılı tutmanızı hatırlatmak için. | Open Subtitles | الغرض من لفها حول أصبعك ليذكرك بأن هديتك قد لفّت |
| Tanrım, parmağındaki şu yüzüğe bak. - Onunla dolaşırken dikkat et. | Open Subtitles | اللعنة انظري كم هي كبيرة هذه الماسة على أصبعك يجب أن تكوني حذرة |
| Ama onun yerine, Smith'in bunu yarın öğreneceğinizi söylediğini hayal edin serçe parmağınız kesilecek. | TED | لكن تخيل بدلًا عن ذلك، يقول سميث، كنت لتعلم أن غدا قد يقطع أصبعك الصغير. |
| - O kızı parmakladın mı? | Open Subtitles | هل وضعت أصبعك بتلك الممثلة؟ رباه |