| Her sabah uyandığımda bileklerimi kesmeme engel olan çocuklarımın sevgisi... | Open Subtitles | الأطفال هم الذين يمنعونى من قطع رسغى عندما أصحو بالصباح |
| Gece uyumadan önce son düşündüğüm şey sensin, sabah uyandığımda aklıma gelen ilk şey sensin. | Open Subtitles | أنت آخر شيء يخطر ببالي قبل أن أنام في الليل. وأنت أول شيء يخطر ببالي حين أصحو في الصباح. |
| uyandığımda yanımda olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنكِ سوف تكونين بجانبي عندما أصحو |
| Şu anda sadece uyumak istiyorum Yarın erken kalkmam gerek. | Open Subtitles | والآن, أريد أن أضع رأسي على وسادة فقط لأنني يجب أن أصحو مبكراً |
| Oh tatlım, hergünün en güzel tarafı... senin gülen yüzünü görerek uyanmak. | Open Subtitles | عزيزتي، أفضل جزء من كل يوم هو أن أصحو على وجهك المبتسم |
| Ama hep uyanıyorum, ve hep ölmüş olmayı diliyorum, | Open Subtitles | و لكني دائماً أصحو و دائماً أتمنى لو كنت ميتاً |
| Uyanıp da seçimde ona karşı yarışmadığım için Tanrı'ya şükretmediğim bir gün yok. | Open Subtitles | لا يوجد صباح أصحو فيه و لا أشكر ربي أني لم أنافسه |
| Uyanmam gerek, yoksa boğulup öleceğim. | Open Subtitles | ويجب ان أصحو وأبدأ في التنفس وإلا مت أثناء نومي |
| Bir sabah uyanırım ve kendimi bir gecede lisans, sendika ve vergilere boğulmuş hâlde bulurum. | Open Subtitles | أصحو ذات يوم لأجدني محاطاً بمطالبات الرخص والضرائب والنقابات |
| Uyuyup kalktığımda eminim ki başka biri oluyorum. | Open Subtitles | أنا أصحو و أنا شخص واحد و عندما أخلد للنوم أعرف بالتأكيد |
| Her sabah uyandığımda bu yüzü görmek istemiyorum. | Open Subtitles | هذا ليس وجهًا أطيق أن أصحو عليه كلّ صباح. |
| Evlerin üzerinde uçuyor ve uyandığımda bana insanlara nasıl yardım edeceğimle ilgili bana hikayeler anlatıyor. | Open Subtitles | إنها تحلق فوق كل منزل و عندما أصحو تحكي لي قصصاً حول كيفية مساعدة الناس |
| Katlanması kolay.. ..uyandığımda beni beklediğini biliyor olacağım. | Open Subtitles | سيهون عليّ تحمّلها طالما أعلم أنّك ستكونين بانتظاري حالما أصحو. |
| Bundan uyandığımda ise ağzımda korkunç bir tat oluyor. | TED | وحين أصحو منها، يصبح طعم فمي فظيعًا. |
| Ve uyandığımda eğer şansın varsa, şansın varsa uyuyor olursun. | Open Subtitles | وعندما أصحو.. ستتمنى... ستتمنى لو أنك نائم... |
| Okulum var yarın, erken kalkmam gerek. | Open Subtitles | كلا، يجب أن أصحو باكراً من أجل الدرس غداً |
| Bak, dört saat sonra kalkmam gerekiyor. Üzgünüm ama müziğin sesini kısın. | Open Subtitles | أنظري؛ لا بد لي أن أصحو بعد أربع ساعات آسفة؛ ولكني أريد خفض صوت الموسيقى |
| Annemin özel Fransız tostlu kahvaltısıyla uyanmak doğum günü tacımı takmak tüm arkadaşlarımla Laser Tag oynamak. | Open Subtitles | أصحو على الخبز الفرنسي مع إفطار أمي المميز أرتدي تاج ملك عيد الميلاد ألعب لعبة تعقب الليزر مع كل أصدقائي |
| Sadece sabah huzurlu bir şekilde uyanmak ve bunun yeni bir gün olduğunu hissetmek. | Open Subtitles | أصحو على صباح هادئ و أشعر أن هذا هو ... ..... هذا يوم جديد |
| Her sabah uyanıyorum ve aynada kendime bakamıyorum. | Open Subtitles | أصحو كل يوم في الصباح ولا أستطيع رؤية نفسي في المرآة |
| Sabah 4:30'da tuvalette yazmak üzere uyanıyorum. | Open Subtitles | أصحو في الساعه 4: 30 صباحًا كي أكتب في دوره المياه.. |
| Uyanıp da seçimde ona karşı yarışmadığım için Tanrı'ya şükretmediğim bir gün yok. | Open Subtitles | لا يوجد صباح أصحو فيه, و لا أشكر ربي أني لم أنافسه |
| Uyanmam gerek, yoksa boğulup öleceğim. | Open Subtitles | ويجب ان أصحو وأبدأ في التنفس وإلا مت أثناء نومي |
| Mesela, " Sabah uyanırım ve mükemmeliğe işerim" | Open Subtitles | مثل : "أنا أصحو في الصباح وأنا مليءٌ بالإمتياز." |
| Uyuyup kalktığımda eminim ki başka biri oluyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أغير من خلال رحلة اليوم أنا أصحو و أنا شخص واحد |