| Ancak insan kültürleri ve meslekleri daha çeşitli ve uzmanlaşmış hale gelince arkadaşlarımız da öyle oldu. | TED | ولكن كما أصبحت الثقافات البشرية والمهن أكثر تنوعًا وتخصصًا، هكذا كان أصدقاؤنا. |
| arkadaşlarımız diğer yoldan gitti. Buradan çıkmışlardır! | Open Subtitles | أصدقاؤنا هربوا من طريق آخر إنهم هناك الآن |
| Tüm dostlarımız iş ortaklarımız gözden ve gönülden ırak oldular. | Open Subtitles | جميع أصدقاؤنا ومعاونينا لم ارهم منذ وقت طويل ولا أبالي، |
| Bence bunu bir dinlemen lazım. dostlarımız bizi buraya geliş amacımıza ulaştıracaklar gibi. | Open Subtitles | أظنّ إنّ عليك سماع هذا, أصدقاؤنا على وشك أن يقودوننا لما جئنا لأجله |
| Arkadaşlarımızın bize ihtiyacı var. Çoktan arabaya binmiş olmamız lazımdı. | Open Subtitles | أصدقاؤنا يحتاجون عوننا، يتعيّن أن نكون في السيّارة بحلول الآن. |
| Varlıklı arkadaşlarımıza başvuramaz mıyız en azından borçlular hapishanesine girmemen için? | Open Subtitles | ألا يمكننا مناشدة أصدقاؤنا الأثرياء؟ على الأقل لإبعادك عن سجن المديونين. |
| Çünkü henüz kimin gerçekten arkadaşımız olduğunu da bilmiyoruz, tamam mı? | Open Subtitles | لأننا لانعلم أيضا منهم أصدقاؤنا الحقيقيون بعد,إتفقنا؟ |
| Biraz zaman geçip kızıl arkadaşlarımız buraya alıştıktan sonra... | Open Subtitles | ثم و بعد فترة عندما يصبح أصدقاؤنا الحمر مرتاحين |
| arkadaşlarımız şatoda bizi korkutmaya gelen doğulu bir büyücünün, bir gulyabaninin olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | أصدقاؤنا مقتنعون بأن فى القصر مشعوذاً ، شخصاً من الشرق لإخافتنا بعباً تحت السرير |
| arkadaşlarımız, domuz alamayacak kadar fakir olduğumuzu düşünecek. | Open Subtitles | أصدقاؤنا يعتقدون بأننا فقراء لا يمكن أن نتحمل تكاليف اللحوم |
| -Bir de arkadaşlarımız gelecekti bu akşam. | Open Subtitles | شيء اخر, أصدقاؤنا قادمون بعد قليل أتمانع لو إنتظروا هنا معنا؟ |
| Kimseye güvenmeyin, kendi ajan arkadaşlarımız da dahil. | Open Subtitles | لا تثقوا بثمّة شخص، ولا حتّى أصدقاؤنا العملاء. |
| Öldürsek bile bu insanlar arkadaşlarımız ve komşularımız. | Open Subtitles | حسنآ ، حتـى لو استطعنـآ هم أصدقاؤنا و جيراننـا |
| Kraliyet İrlanda Teşkilatındaki dostlarımız beni susturmak istiyorlar. | Open Subtitles | أصدقاؤنا شرطة المملكة الآيرلندية يريدون إسكاتي. |
| Görünüşe göre Amerika'lı dostlarımız bugün biraz şanssızmış. | Open Subtitles | يبدوا أن أصدقاؤنا الأمريكان صادفهم سوء حظ الليله |
| Ticaret Federasyonundan dostlarımız da desteğini sundu. | Open Subtitles | أصدقاؤنا من اتحاد التجارة قد عبروا عن دعمهم لي |
| Hong Kong'a gittiğimiz zaman dostlarımız bizi tekrar ziyaret edecektir. | Open Subtitles | حالما نذهب إلى هونغ كونغ سوف يزورنا أصدقاؤنا ثانية |
| Ve bu anlaşma sevmek zorunda olduğunu ve Arkadaşlarımızın önünde bunu yapmamanı söylüyor! | Open Subtitles | وهذا العقد الاجتماعي يخبرك أن تحبني وتحترمني، ولا تفعل هذه الحركة أمام أصدقاؤنا.. |
| Sen burada oturup plan yaparken, onlar bizim arkadaşlarımıza koşum takıyor. | Open Subtitles | بينما أنت جالس هُنا تضع فى الخطط . إنهم يقوموا بتسخير أصدقاؤنا |
| Diyorlar ki - Ruslar bizim arkadaşımız ve kardeşimiz | Open Subtitles | يقولون أن الروس أصدقاؤنا وإخواننا |
| Bağırıp çağırdığı adamların dostumuz olduğunu biliyor. Nesi var bunun? | Open Subtitles | إنه يعلم أن هؤلاء الأشخاص الذين صاح فيهم أصدقاؤنا ,ما الموضوع معة؟ |
| Sonra diğer bükücülerin, dostlarımızın, ailelerimizin peşine düşecek. | Open Subtitles | سوف يأتي خلفنا نحن المسخرين جميعا أصدقاؤنا. عائلاتنا |
| Berlin'deki dostlarımıza senin adına sürekli faaliyetteler. | Open Subtitles | أصدقاؤنا في برلين كانوا نشطين باستمرار نيابة عنك. |
| Arkadaşlarımızı ve ailemizi bir kenara atarız ki diğerlerinin arkadaş ve ailelerini kurtarabilelim. | Open Subtitles | بينما نهمل أصدقاؤنا وعائلتنا لذلك يمكننا الحفاظ على حياة أصدقاء و عائلة الناس |
| Bizim elemanlar bu gece gelir mi? | Open Subtitles | -هل تتوقعين أن يأتوا أصدقاؤنا ؟ -سوف يكونون هنا |
| Bu akasya ağaçları arkadaşımızdır. Gece güvende uyumamızı sağlarlar. | Open Subtitles | أصدقاؤنا (أشجار الشوك) ، سيجعلوننا نستريح الليل في الأمان |