|          Sana Tamir ettiğim lavabodan güzel serinletici bir su teklif edebilirim miyim?          | Open Subtitles |           هل أحضر لك كوب ماء منعش ولطيف من الحوض الذي أصلحته للتو؟          | 
|          Hayır, gaz sızıntısı vardı ama Tamir ettim.          | Open Subtitles |           .كلا, كان هنالك تسرّب غاز في القاعة , لكنني أصلحته          | 
|          Duman dedektörü mü o? Tamir ettin sanıyordum.          | Open Subtitles |           هل هذا كاشف الدخان ، اعتقدت أنك أصلحته          | 
|          Alıcıda ince bir çatlak vardı ama sanırım düzelttim.          | Open Subtitles |           هناك صدع بحجم الشعرة في جهاز الإستقبال و لكنني أعتقد أنني أصلحته          | 
|          Hallettim. Ödeme yapmana gerek yok.          | Open Subtitles |           أصلحته ولا توجد تكلفة          | 
|          Evet, çok güzel binadır. Her yerini özenle onardım.          | Open Subtitles |           نعم ، هذا مبني رائع لقد أصلحته          | 
|          Sana Tamir ettim dedim. Çalışacak.          | Open Subtitles |           لقد قلت بأننى أصلحته سوف يعمل.          | 
|          Tamir ettikten sonra, ne diye kahve döküyorsun ki?          | Open Subtitles |           لقد أصلحته للتو. لماذا تلقى عليه قهوة؟          | 
|          Selam,Bay McCall,Fiskiyeler bozulmustu,Tamir ettim.          | Open Subtitles |           أهلاً ، سيد "ماك كال" إنه رشاش المياة لقد توقف لكن أصلحته          | 
|          Uyan, Q. Bak elimde ne var, Tamir ettim.          | Open Subtitles |           أستيقظ، أستيقظ، يا "كيو". أنظر ماذا جلب، لقد أصلحته.          | 
|          Boş verin o bankı artık. Onu yüz defa Tamir etmişsindir.          | Open Subtitles |           إنسى آمر هذا الكرسي لقد أصلحته مئة مرة.          | 
|          Tamir ettim. Mükkemmel oldu.          | Open Subtitles |           لقد أصلحته أنه جيد          | 
|          Aylardır vardı. On saniyede düzelttim.          | Open Subtitles |           كان موجوداً لشهور أنا أصلحته فى عشر ثوان          | 
|          Bakım ürünü kullanarak düzelttim.          | Open Subtitles |           ولقد أصلحته بإستعمال مستحضرات الشعر          | 
|          -Berbat etmedim, düzelttim.          | Open Subtitles |           -لم أفسد الأمر عليك . لقد أصلحته          | 
|          Sanırım Hallettim. - Evet, oldu.          | Open Subtitles |           أظن بأني أصلحته          | 
|          Tamam onardım, hadi kes ! Çok iyi; çalışıyor !          | Open Subtitles |           لقد أصلحته إقطع الآن          | 
|          Ben onarttım zaten. Sabah tesisatçı çağırdım.          | Open Subtitles |           أخبريه إنى أصلحته بالفعل فقد إتصلت بالسمكرى هذا الصباح          | 
|          Eğer bunu düzeltirsem temizleyeceğini söylemiştin.          | Open Subtitles |           أنتِ قلتي أنك ستنظفينه إذا أنا أصلحته !          | 
|          Tanrım, lanet olası parmağım! Onu daha yeni düzeltmiştim. Tanrım!          | Open Subtitles |           يا إلهي، لقد مزقت اصبعي لقد أصلحته للتو، تباً          | 
|          Hatunu her şeyi düzelttiğini söylemiş.          | Open Subtitles |           قالت فتاته بأنّها أصلحته          |