| Akıllı, tutkulu, ateşli. Gerçek kökenlerimi anlamama yardım etti. | Open Subtitles | إنها مذهلة ذكية، ملتهبة، ونارية حتى أنها ساعدتني على فهم أصولي |
| Ama bu yeni bilgilerin kesin söylediği şey, kökenlerimi Batı Hindistan'a, belki 20.000 yıl önceye kadar takip edebileceğim. | Open Subtitles | لكن ما تخبرني يه هذه المعلومة الجديدة هو أنني يمكنني أن أرجع أصولي إلى غرب الهند ربما لمدة 20 ألف سنة مضت |
| O lafın gelişiydi. Ajan Matthews'un hesaplarımı dondurduğunu duydum. | Open Subtitles | ــ كانَ هذا كلاماً عرضياً ــ لقد سمعتُ أنَ عميلك قد جمد أصولي |
| Kredisini ben ödüyordum ama tüm hesaplarımı dondurdular. | Open Subtitles | أنا أدفع للرهن العقاري لقد جمدوا أصولي |
| Mal varlığımı dondurma | Open Subtitles | وتلغين تجميد أصولي الماليه |
| - Mal varlığımı korumayı yeğlerim. | Open Subtitles | - أنا كنت لأفضل حماية أصولي - |