| Patronun seni böyle şeylere davet etmediği için şanslısın Bence. | Open Subtitles | أظن أنّكِ محظوظة فعلًا لأن رئيسكِ لم يدعوكِ إلى هذه الأشياء. |
| Bence neden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun. | Open Subtitles | أظن أنّكِ تعلمين أن هذا ليس ما أتحدث حياله |
| Bence oturup adamakıllı düşünmelisin. | Open Subtitles | أظن أنّكِ بحاجة للجلوس مع نفسكِ. |
| Bence burada daha rahat edersiniz. | Open Subtitles | أظن أنّكِ ستكوني مرتاحة أكثر هنا. |
| Tamam mı? Bence bunun da üstesinden gelebilirsin. | Open Subtitles | -حسنٌ ، أظن أنّكِ قادرة على التصل إلى الطريقة . |
| Anladın mı? Bence yapabilirsin. | Open Subtitles | -حسنٌ ، أظن أنّكِ قادرة على التصل إلى الطريقة . |
| - Bence çok güzelsin. | Open Subtitles | ـ أظن أنّكِ رائعة للغاية |
| Bak, Bence harika bir aktrissin. | Open Subtitles | أسمعي، أظن أنّكِ ممثلة رائعة. |
| Bence bunu yapmamı sen istedin Caroline. | Open Subtitles | أظن أنّكِ أردتيني أن أفعل هذا، (كارولين). |
| Bence siz onun için bunu yapacaksınız. | Open Subtitles | أظن أنّكِ ما ستكوني مفيدة له. |
| Bence tam da buraya ait gibisin. | Open Subtitles | أظن أنّكِ حيث تنتمين. |
| Bence KGB emirlerine karşı gelip Patterson'u öldürmemi istedin. | Open Subtitles | أظن أنّكِ أردتِ منّي مخالفة أوامر المخابرات الروسية وقتل (باتيرسون) حتى ماذا... |