| Lana'yı ziyaret ederken seni göreceğim sanıyordum ama sanırım meşgulmüşsün. | Open Subtitles | نعم لقد أعتقدت بأني سوف أراك عندما تأتي لزيارة لانا ولكن على ما أظن بأنك كنت مشغول |
| Ella, bununla ilgili tutumumu bildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | إيلا, أظن بأنك تعرفين رأيي في هذا الموضوع |
| - Ne kadar etkileyici de olsa Bence sen Ben'in normalde işe alacağı biri kadar kalifiye değilsin. | Open Subtitles | بقدر مايبدو الأمر مثيرا للإعجاب إلا أني لا أظن بأنك تملكين مؤهلات |
| Hayır, Bence sen "burnunu sokma" deyimini anlamadın. | Open Subtitles | لا، أنا لا أظن بأنك فهمت حقا "ما الذي يعينيه "أن تبقي أنفك نظيفا |
| Burada neler oldugunu fark etmedin Galiba. | Open Subtitles | لا أظن بأنك تدرك مالذي يحصل هنا الآن |
| Sadece ne yaptığınızı bilmediğinizi düşünüyorum. Anladım. | Open Subtitles | إنني فقط لا أظن بأنك تعرفين ما تفعلين، هذا كل شيء. |
| - Sanırım bir şey söyledin. - Hayır, sadece pantolonunu beğendim. | Open Subtitles | أظن بأنك قلت شيئا |
| Cevabı bulacağını sanmıyorum bu kitapların içinde. | Open Subtitles | لا أظن بأنك ستجدين الإجابة عنه في أحد هذه الكتب |
| - Birini önemsediğin için aptal olduğunu düşünmüyorum. - Hayır, onu kastediyordum. | Open Subtitles | لا أظن بأنك مغفلة لأنك تهتمين بشخص ما |
| - Pekâlâ Cat, kötü çocuklarla işinin bittiğini söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | أظن بأنك قلتي انك اكتفيتِ من الفتيان السيئون |
| Dün gece uğrayacağından haberim yoktu, derdimi anlattığımı sanıyordum. | Open Subtitles | لم أظن بأنك ستظهر ليلة الأمس أظن أنني كنت واضحاً في كلامي |
| Sahilde olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أظن بأنك ستكون موجودا على الساحل |
| İyiyim. Senin takımın akşam üstüne kadar oynamayacak sanıyordum. | Open Subtitles | بخير, لم أظن بأنك ستخرج باكراً اليوم |
| - Ben eminim. - Bence sen emin değilsin. | Open Subtitles | أنا لست غير متأكد أظن بأنك غير متأكد |
| Bence sen burada ne olduğunun farkında değilsin. | Open Subtitles | لا أظن بأنك تعرف ما الذي يجري هنا |
| Unutmadan söyleyeyim, Bence sen hepimizden daha iyi görüyorsun. | Open Subtitles | في الواقع أظن بأنك ترى أفضل منا جميعاً |
| Galiba sahiden daimiymişsin. | Open Subtitles | أظن بأنك كنت حقاً سجين طوال حياتك |
| Galiba bu sefer de fark edemedin. | Open Subtitles | أظن بأنك لم تلاحظي هذه المره أيضاً |
| Bu defa hakikaten sıçtın Galiba. | Open Subtitles | أظن بأنك لن تنجو هذه المرة |
| Bu konuda aşırı tepki gösterdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | إسمعي, أظن بأنك تبالغين حقاً في ردة فعلك ماذا توقّعتِ مني أن أفعل؟ |
| Ama onunla iyi geçiniyorsun. Gerçekten harika bir baba olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | حقاً أظن بأنك ستكون والداً رائعاً يوماً ما |
| - Sanırım düğün iptal demek istiyorsun. | Open Subtitles | أظن بأنك تعني بأن الزفاف ألغي |
| Senin bununla yüzmek isteyeceğini sanmıyorum bebeğim. | Open Subtitles | لا أظن بأنك تريد السباحة بوجود هذه ياعزيزي |
| Ne olursa olsun ben delirdiğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | إن كان هذا يستحق لا أظن بأنك مجنون |