| Fakat demek istediğim, dinle, Bence bir mektup yazsa daha iyi olurdu. | Open Subtitles | لكن لا لقد عنيت أنا أظن بأنه يجب أن يكتبر رسالة فقط |
| Bak, Bence bu iyi bir fikir değil. Gitmem lazım. | Open Subtitles | ولكن, اسمعي أنا حقا لا أظن بأنه يجب علي الذهاب |
| Bence güzel bir molayla kafamızı temizlemeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أنا أظن بأنه يجب علينا أن نصفّي رؤوسنا باستراحة دراسة ظريفة |
| Bak, Bence bu çocuğun çalışmasına bir gözatmalıyız, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، أظن بأنه يجب علينا أن ندقق في عمل هذا الفتى، أليس كذلك؟ |
| Ben sadece-- Sanırım sizi götürecek kişi ben olmalıyım. | Open Subtitles | إنني أشعر مثل, أظن بأنه يجب أن آخذك الى المستشفى |
| Geldiklerinde Bence güneydoğu ve batı çıkışlarına yerleştirin. | Open Subtitles | عندما يصلون إلى هنا أظن بأنه يجب أن تضعهم في الجنوب الشرقي هناك مخرج غربي |
| Alınma ama, Bence yeni bir araba almanın zamanı geldi. | Open Subtitles | لا اقصد أن أقلل إحترامك لكن أظن بأنه يجب أن تحضري سيارة جديد |
| Her neyse. Bence bunu kutlamalıyız. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | على أي حال, أظن بأنه يجب علينا أن نحتفل, أنا أتضور جوعاص |
| Bence derhâl FBI'ı arayalım. | Open Subtitles | هل تعلمون ماذا, أظن بأنه يجب أن نتصل بالمُخابرات الفيدرالية الأن. |
| Bence bir 10 dakikalık tuvalet molası vermeliyiz. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب أن نأخذ آستراحة لـ10 دقائق. |
| Bence bu konunun üstüne gitmeliyiz. | Open Subtitles | لذلك أظن بأنه يجب علينا أن نستكشف عن هذا الأمر |
| - Yok, dene Bence. | Open Subtitles | لا ، يجب عليك أظن بأنه يجب أن تحاول فعل هذا |
| Bence bir süre görüşmesek iyi olacak. | Open Subtitles | لا أظن بأنه يجب علينا رؤية بعضنا للفترة من الوقت |
| Yani Bence daha doğrudan bir girişim gerçekleştirmek gerekiyor. | Open Subtitles | لذا أظن بأنه يجب أن تكون هناك محاوله مباشرةً. |
| Bence bir dahaki sefere bununla başlamalısın. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب أن تقود بهذا المرة المقبلة |
| Bence onunla çıkmalısın. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب أن تخرجي بموعد معه حسنا |
| Holly, Bence kalmalısın. Tabi. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب عليكِ البقاء هولي |
| Bence güç daima, onunla ne yapacağını bilen kişilerin ellerinde olmalı. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب ان تكون السلطة دائماً في أيدي -الذين يعرفون كيفية أدارتها. -والعدالة؟ |
| Eğer Annie doğru insanı beklemek istiyorsa Bence beklemeli. | Open Subtitles | إن كانت (آني) تريد انتظار الشاب المناسب أظن بأنه يجب عليها فعل ذلك |
| Sanırım bir günlük tutmalıydım... çünkü tam bir hafıza kaybından muzdaripim. | Open Subtitles | حسناً ، أظن بأنه يجب علي إبقاء الشك لأني عانيت من فقدان ذاكرة كلي |
| Sanırım beni hastaneye götürmelisin. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب عليكِ أخذي الى المستشفى أظن بأنه يجب عليكِ أخذي الى المستشفى |