| Ve anlaşılan o ki o ülkeyi terkettikten sonra, eski düşmanlar ortaya çıktı. | Open Subtitles | وتقولالإشاعاتبأنهاعندماغادرتالبلاد، ظهر أعداءٌ قدامى. |
| Onlar aynı organlara sahip düşmanlar birbirini yapışıklar. | Open Subtitles | إنَّهم أعداءٌ مشتركين في أعضاء واحده. هذه أكثر غموضاً. |
| - Etrafımızda garip düşmanlar var! | Open Subtitles | هنالك أعداءٌ غريبون انا في طريقي إليكم |
| Bu nedenle, onlar devlet düşmanıdır ve kan akışı için yakalanıp işlenecekler. | Open Subtitles | لذا , فهم أعداءٌ للدولة وسيتم القبض عليهم وإعدادهم للتزويد بالدماء |
| Diğerleri davamızın düşmanıdır. Buradakiler. | Open Subtitles | البقيّة هم أعداءٌ لنا, هؤلاء هنا... |
| Dışarıda gerçek düşmanlarımız var. Ruslar, Çinliler. | Open Subtitles | -لدينا أعداءٌ حقيقيون بالخارج، الروس، الصينيين |
| Ve düşmanlarımız da vardır. | Open Subtitles | لدينا أعداءٌ أيضاً |
| Diğerleri davamızın düşmanıdır. Buradakiler. | Open Subtitles | البقيّة هم أعداءٌ لنا, هؤلاء هنا... |