| Düşün Jaka, birisi sakat diğeri ise çaylak bir polis. | Open Subtitles | فكّر بالأمر يا جاكا , أحدهما أعرج و الآخر مبتديء |
| Tebrikler. Biriniz yürümeden koşmaya kalkıyor, diğerinizse bir sakat. | Open Subtitles | تهانيِّ أحدكم يريد الهرولة قبل تعلم السير والآخر أعرج |
| Bana arabadan bahset, ben de sana neden sakat olduğumu anlatayım, tamam mı? | Open Subtitles | انتى تخبرينى بموضوع السياره وانا أخبرك لما أعرج |
| Aslında, aynı anda kör ve Topal olmanın güzel bir tarafını göremiyorum, ama...hala benim yaşımda, hayat bölümlere ayrılmalı. | Open Subtitles | حسناً ، لا أظن أن هناك أى شئ جيد بكونك أعمى و أعرج فى نفس الوقت لكنى رأيت حياتى و هى تمر و تعلّمت منها الكثير |
| evet. Ama hala topallıyorum. | Open Subtitles | نعم لا زلت أعرج |
| Eğer gece çocuklarla kalacaksam... ..eve uğrayıp birşeyler alsam iyi olacak. | Open Subtitles | لو أنني سأقضي الليلة برفقة الطفلتين فأرى أنه من المستحسن لي أن أعرج على بيتي واخذ بعض الملابس وثمة أشياء أخرى |
| Ben, burada kalacağım yardım bekleyeceğim ve buradan güvenli yere topallayarak gideceğim. | Open Subtitles | أما بالنسبه لى ، سأبقى هنا لأنتظر المساعدة سأظل أعرج هنا حتى أصل لبر الأمان |
| Belki bir dahaki sefere sakat taklidi yapmalıyım. | Open Subtitles | تعرفين، المرة القادمة كنت أفكر أن أجربها وأنا أعرج. |
| Üstüne kapanan dünyaya içini dökmenin yolunu bulmuş sakat bir çocuk var ve sen gidip onunla kavga etmenin bir yolunu buluyorsun. | Open Subtitles | .. هناك رجل أعرج وجد طريقه ليتصل بعالم يشعر أنه منعزل عنه |
| İki polis öldürüldü, ve biz de sakat olanla sıkıştık kaldık. | Open Subtitles | شرطيين تم قتلِهم , ونحن عالقين هنا مع أعرج |
| Birincisi, grup dansı sakat bir olaydı ve ikincisi, seksi bir bakıcımız vardı. | Open Subtitles | أولاً، لأن الرقص الدائري أعرج وثانياً، لأن لدينا جليسة أطفال جديدة جميلة: |
| Ve çocukluğundan beri tapınakta dileniyor, kendini sakat gibi gösteriyordun, değil mi? | Open Subtitles | وكنت تعبد للمعبد منذ الطفولة و تقدم نفسك كـ أعرج, نعم؟ |
| sakat bir dilenci elinden almıştı bunları, ben de geri aldım ondan. | Open Subtitles | لقد أخذها منه بائع صحف أعرج, وانا جعلته يعيدها اليه . |
| Benim için ne uygun olurdu ki, zavallı bir sakat olarak bir gemiyle İngiltere'ye dönmek ve kendimi alaydaki arkadaşlarıma tanıtmak mı? | Open Subtitles | ولكن ما نفع أعرج تعيس مثلي للعودة في سفينة إلى "إنكلترا" وأكشف عن وجهي إلى رفاقي القدامي بالكتيبة؟ |
| Bunu reddediyorum. Geceleri ışık açık uyumak zorunda olan Topal bir satranç oyuncusuyla ne işin var? | Open Subtitles | أرفض الاعتراف بذلك ماذا تفعلين مع أعرج الشطرنج المتشرد |
| Biraz topallıyorum. | Open Subtitles | كنتُ أعرج إلى حد ما. |
| Bugün hastaneye uğrayıp seni öğle yemeğine çıkarırım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أفكّر في أن أعرج عليكِ هذه الظهيرة لنتناول طعام الغداء معاً |
| İşyerinde merdivenleri polyo bir bebek gibi topallayarak çıkıyorum. | Open Subtitles | في العمل, أعرج على الدرج كطفل مُصاب بشلل الأطــفال. |
| Yok bir şey. Sarhoş değilim, topalım. | Open Subtitles | لا بأس، أنا لست ثملة، أنا فقط أعرج. |
| Yürürken topallıyor olabilirim ama tavan pervanesinin tozunu almalık Swiffer marka bir elbisenin içinde topallamıyorum. | Open Subtitles | حسناً،ربما قد أعرج في الممر، و لكن على الأقل لن أعرج في شىء "سويفر" قد تبيعه لنفض الغبار عن مراوح السقف. |
| Aramamı ister misin, istersen bir uğrarım. | Open Subtitles | تريدني أن أتصل بها؟ أعرج عليها أو ما شأبه؟ |
| Önce aramak istedim ama ama kardeşin direk uğramamı söyledi. | Open Subtitles | أردت أن أتصل أولاً، ولكن أختك اقترحت أن أعرج عليك. |
| Hastalığın hiçbir belirtisi olmadığını söyledi ve ben insanların yanında Dr. House gibi Topallamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ..لقد قالت أن هذا المرض ليس لديه أعراض وانا هناك (أعرج وكأنني (دكتور هاوس |
| Sakıncası yoksa bir şey sormak istiyorum. Neden topallıyorsun, Dan? | Open Subtitles | أتمانع إن سألتك كيف أصبحت أعرج (دان)؟ |