Bunun zor olduğunu biliyorum, ve seninle çok gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا كان صعباً عليكِ لكنني فخورة جداً بكِ |
Ama bunun optik bir yanılsama olduğunu biliyorum. Çünkü ay ışığı yansımıyordu. | Open Subtitles | كنت أعرف أن هذا وهم بسبب الجو العام الناشيء عن ضوء القمر |
Bunun görünmek için çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا, اشكركِ أعرف أن هذا وقت عصيب بالنسبة لي لاظهر |
Bakın, Biliyorum bu onu geri getirmez fakat bu sadece bir jest olsun. | Open Subtitles | انظر, أعرف أن هذا لن يعيده للحياة و لكن اليك هذه بادرة حسنة |
Biliyorum bu senin adalet hissine karşı, ama ben kazanmak istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يجرح حسك للإنصاف، لكن أود الفوز بهذه الانتخابات. |
Bakın, zor olduğunun farkındayım; lâkin, bu işte beraberiz, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف أن هذا صعب لكننا في هذا معاً ، حسنً ؟ |
Bunun berbat bir zaman olduğunu biliyorum, fakat Başkan aradı ve gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أن هذا وقت غير مناسب، ولكن الرئيس اتصل بي ولابد أن أغادر |
Bunun, insanlara; işin aslını söylemek istemediğinizde söylediğiniz şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ما تقول لم لا تريده أن يعرف الحقيقة |
Denedim, deniyorum. Berbat ve korkutucu bir şey olduğunu biliyorum, ama bunu yapabiliriz. | Open Subtitles | كنت أحاول و مازلت أحاول , و أعرف أن هذا مقرف و مخيف |
Biraz riskli olduğunu biliyorum ama bana büyük bir iyilik yapmış olacaksın. | Open Subtitles | أعرف أن هذا مشبوه به قليلاً ولكنك ستفعل معروفاً كبيراً لي حقاً |
Bunun yanlış olduğunu biliyorum, ama daha iyi hissettirdi bana. | Open Subtitles | , أعرف أن هذا خطأ لكن هذا جعلني أشعر بتحسن |
Zor olduğunu biliyorum ama halletmen gereken kişinin kim olduğunu bilmeliyim. | Open Subtitles | أعرف أن هذا صعب، لكنني أريد معرفة من كنت تتولى أمره. |
Evet, Önemli olduğunu biliyorum çünkü hala yayılmakta olan yaraları var. | Open Subtitles | نعم، أعرف أن هذا مهم لأنها لا تزال لديهم هللديكأي معلوماتجديدةلي |
Gösterimden sonra bu kadın geldi ve dedi ki, "Anlarsınız ya, Biliyorum bu delilik, ben bombaların uçağa konulduğunu gördüm, | TED | هذه المرأة جاءت إلى بعض العرض وقالت، " تعرفي، أعرف أن هذا جنون، لقد رأيت القنابل يتم تحميلها على الطائرات، |
Biliyorum bu sözleri ucuz romanlarda da okuyabilirsin, ama içimdekileri de başka bir şekilde söze dökemiyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو مملا مثل رواية مخزن الدواء و لكن ما أشعر به بداخلى لن أستطيع التعبير عنه بالكلمات |
Adım Kolumbo. Biliyorum, bu ad buralarda bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | اسمي " كولومبو " أعرف أن هذا لا يعني شيئاَ هنا |
Biliyorum, bu seni korkutuyor. Ama kaygılanma. | Open Subtitles | أعرف أن هذا مخيف بالنسبة لكِ ولكن لا تقلقى |
Tamam, Biliyorum bu biraz garip ama, çevrede kendi şeylerimin olmasına ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسناً، أعرف أن هذا يبدو غريباً لكنني أحتاج متعلقاتي حولي |
Zor bir durum olduğunun farkındayım ama şu anda önemli olan kanamayı durdurmamız. | Open Subtitles | أعرف أن هذا صعب لكن المهم الآن أن نوقف النزيف |
Biliyorum bunun bir randevu olmaması gerekiyordu ama napıyım çok güzel vakit geçiriyorum Ben de | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس من المفروض أن يكون موعدا لكني مستمتعة بوقتي صحيح؟ |
Irkçı bir hakaret gibi geldiğini biliyorum çünkü ileride büyük ihtimalle pirinci çok sevecek ama o şekilde söylemek istemedim. | Open Subtitles | وأنا أعرف أن هذا يبدو كلامًا عنصريًا لأننا بيض وهي على ما يبدو تحب الرز لكنني لم أقصد تلك الطريقة |
- Bunun senin iş alanın olduğunu bilmiyordum. - Değil. | Open Subtitles | ـ لم أكن أعرف أن هذا في منطقتك ـ ليس كذلك |
Bu da bir şey , bukadar sıkı çalıştığınız ve biliyorum ki bu her zaman istediğiniz şey . | Open Subtitles | هذا ما كنتما تعملان بجدّ له وأنا أعرف أن هذا ما أردتماه دائماً |