| Onlar gibi olmadığını biliyorum, kurban ne görüyorsa sende onu görüyorsun. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك لا تعمل مثلهم، أن ترى ما تراه الضحية. |
| Fazla paran olmadığını biliyorum ve bu işin ödemesini sigortadan da alamazsın. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تملكين الكثير من النقود، وهذه مسألة لا يغطيها التأمين. |
| Pierce, kimseye bağımlı olmadığını biliyorum, ama sana bağımlı olan insanlara bağımlısın, o yüzden paranı almayacağım. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تعتمد على أحد لكنك تعتمد على وجود أشخاص يعتمدون عليك لهذا لن أخذ مالك |
| Armand'dan hoşlanmadığının farkındayım. O yüzden de çok müteşekkirim. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تطيقين أرماند ، لذا إنها تعني الكثير بالنسبة لي |
| Beni hatırlamadığını biliyorum ama işte intikamım, hem de İrlanda sitili. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تتذكّريي، ولكن هنا إنتقام صغير على الأسلوب الإيرلندي |
| Biliyorum.Şu an böyle bir şey söylemediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أعلم أنك لا تقولين ذلك الآن |
| Bak senin hiç iyilik kabul etmediğini biliyorum, ama en azından bir tane verebilir misin? | Open Subtitles | أعلم أنك لا تقبلين بالمعروف لكن هل يمكنك أن تسدي إلي معروف على الأقل ؟ |
| Özre sabrınız olmadığını biliyorum, sizi hayal kırıklığına uğrattıysam özür dilerim. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك لا تصبر عن الاعتذار ولكن أنا آسف إذا كنت قد خذلك بأي شكل كان |
| İyi, Senin olmadığını biliyorum, Öyleyse bunu yalnız yapacağım sanırım. | Open Subtitles | حسنًا، أعلم أنك لا تستطيع لذا أعتقد، أنني سأفعل هذا لوحدي |
| Ve onun ruhu için dua edeceğim. Çünkü sende olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | وسأصلي لروحها، لأنّي أعلم أنك لا تملك روحًا. |
| Üssü korumama ihtiyacınız olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تحتاجني لحراسة القاعدة |
| Seninle bu şekilde konuşmama alışkın olmadığını biliyorum ama konu bu değildi. Yanılıyor muyum? Anlıyorum. | Open Subtitles | حسناً أعلم أنك لا تفضلين حديثي معك هكذا هذا هو المقصد ألن تتفقي ؟ فهمت , شكراً لك يبدوا كان إتصالاً صعباً عليك , وداعاً إنها تريد الطلاق |
| Umrunda olmadığını biliyorum, sen kendi durumuna yanıyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تهتم كما لا يهتم صاحبك |
| Senin de ilgin olmadığını biliyorum, bunun yanı sıra... | Open Subtitles | أعلم أنك لا تهتم بالإضافة لحقيقة |
| Benim kadar umurunda olmadığının farkındayım ama babam bana bugün çok garip göründü. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تهتمين كما أهتم لكن يبدوا والدي على غير عادته اليوم فقد توقف عن اللعب |
| Kardeşine olanlardan ötürü cevap bulmak için sabırsızlandığının farkındayım. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تستطيع الإنتظار حتي تكتشف ماذا حدث لأخيك. |
| Burada yaşamadığının farkındayım ama o pencereler oldukça iyiydi. | Open Subtitles | نظرة. وأنا أعلم أنك لا تعيش هنا بعد الآن، و ولكن تلك كانت النوافذ لطيفة. |
| Ondan hoşlanmadığını biliyorum, ama hatırım için arkadaş olmalısınız. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك لا تحبه لكن، لأجلي، يَجِبُ أَنْ تَكُونَوا أصدقاءَ الآن |
| Şimdi bunu duymak istemediğini biliyorum ama onu yeni evinde gördük ve çok mutluydu. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تود سماع هذا الأن و لكننا رأيناه في شقته الجديدة و هو سعيد |
| Gitmek istemediğini biliyorum ama çok başarılı bir okulmuş. | Open Subtitles | حبيبتى أنا أعلم أنك لا تريدى الذهاب ألى تلك المدرسة و لكن يفترض انها رائعة |
| Yalan söylemediğini biliyorum bebeğim. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تكذبين يا عزيزتي |
| Yalan söylemediğini biliyorum bebeğim. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تكذبين يا عزيزتي |
| Carl, bir şey söylemediğini biliyorum. Hadi dışarı çık. | Open Subtitles | (كارل)، أعلم أنك لا تقول شيء. |
| Yaptığım şeyi kabul etmediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لا توافقني على ما أفعله |