| - bunun olacağından emindim. - Bu lanet olası bir saçmalık. | Open Subtitles | ـ كنت أعلم أن هذا الهراء سيحدث ـ هذا هراء لعين |
| Biliyorum bu size garip gelebilir ancak, aynı kişi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غريباً ، لكنني إعتقدت أنها قد تكون مثلها |
| Doğru olanın bu olduğuna eminim, Kyle. | Open Subtitles | أعلم أن هذا هو الصواب يا (كايل). |
| Bak Cate, Biliyorum bu senin duymak isteyeceğin en son şey ama ben senin için, olaylara dışarıdan bakıyorum. | Open Subtitles | انظري ، كيت ، أنا أعلم أن هذا آخر شيء تريدين سماعه ، لكن أنا حريص عليك |
| Kötü bir durum olduğunun farkındayım ama o kızlardan olma. | Open Subtitles | أعلم أن هذا سيء حقا، لكن لا تكوني تلك الفتاة. |
| Yüce Tanrım, Biliyorum bu çok saçma ama seninle yalnız kalmamız gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | ربي أعلم أن هذا طلب سخيف لكني أشعر بأنه يجب أن أقابلك في السر |
| Kulağa garip geldiğini biliyorum ama bundan hiç rahatsızlık duymuyordu. | Open Subtitles | أعلم أن هذا الكلام غريب و لكنها بدت جيدة عليه |
| Biliyordum! Bir gün bunun karşımıza çıkıp başımıza bela olacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أن هذا سيبرز مجدداً يوماً ما ليسبب لنا مشاكل |
| Greta, bunun zor olduğunu biliyorum. Ama iyi bir şeyler yapmaya çalış. | Open Subtitles | غريتا أعلم أن هذا صعب لكن حاولي أن تستفيدي قدر الإمكان منه |
| bunun senin için garip olduğunu biliyorum, çünkü benim için de çok garip. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غريب بالنسبة إليك . لأنه غريب حقاً بالنسبة لي أيضاً |
| bu size garip gelebilir ama bence robotlar, bize daha iyi bir insan olmamız için ilham verebilir. | TED | أعلم أن هذا سوف يبدو غريبا لكني أعتقد أن الروبوتات يمكن أن تلهمنا لنكون بَشَرا أفضل. |
| L bu size bir anlam ifade etmeyecek biliyorum, ama ben bu herhangi bir gerçek olduğunu düşünmüyorum, l biz alternatif gerçeklik bir tür olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا لن يشكل أى معنى لك ، لكنى لا أعتقد أن أيا من هذا حقيقيا أظن أننا غالبا فى واقع بديل |
| Doğru olanın bu olduğuna eminim, Kyle. | Open Subtitles | (أعلم أن هذا هو الصواب يا (كايل |
| Doğru olanın bu olduğuna eminim, Kyle. | Open Subtitles | (أعلم أن هذا هو الصواب يا (كايل |
| Önemli olan... Biliyorum bu senin için bir şey ifade etmiyor... | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا قد لا يبدو منطقياً لك، |
| Biliyorum bu, senin için zor bir karardı ve Roma'ya gitmemiz tuhaf ötesi olur. | Open Subtitles | أعلم أن هذا كان خيارًا صعبًا عليك لتتخذه وقد يكون من المحرج جدًا مصادفة "البابا". |
| Çok sıra dışı bir isteği olduğunun farkındayım Ama annen deli değildi Jeanne. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن هذا غريباً جداً، ولكن والدتك لم تكن مجنونه، جان |
| Müdürlük işimin biraz dışında olduğunun farkındayım ama seninle dürüstçe bir konuşma yapmak benim sorumluluğumda sanıyorum. | Open Subtitles | حسنا أعلم أن هذا خاج إختصاصى كمديرةللمدرسة. أحس أن على المسؤلية أنأتحدثمعكبصراحة. |
| Biliyorum bu çok garip ama bu hafta bizim... | Open Subtitles | أعلم أن هذا يبدو غريبا ولكن هذه العطلة كانت سنوية صداقتنا |
| Bakın, bunun kulağa korkunç geldiğini biliyorum, ...ama iyisini sona sakladım. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا يبدو مخيفا لكنني أبقيت الأخبار الجيده للنهايه |
| Beni ucuza getirme, Kenar mahallelerde ücretin 15 dolar civarında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا تكوني رخيصة معي أعلم أن هذا يكلف 15 دولار في الضواحي |