| Evet, ama zorundaydı. Demek istediğim, burada onu herkes tanır. | Open Subtitles | ،اضطررنا للقيام بذلك، أعنى أن الجميع يعرفه فى هذه المدينة |
| Demek istediğim onunla arkadaş gibiydiniz. Tam olarak uşak-efendi ilişkisi değildi. | Open Subtitles | أعنى أن العلاقة بينكما كانت كالصداقة و ليست فقط سيدة و خادمتها |
| Hayır, tabii hayır. Demek istediğim senin için daha kolay şeyler. | Open Subtitles | لا ، بالطبع لا أعنى أن الأشياء أبسط بالنسبة لك |
| Demek istediğim bu sizin gibi kaçık insanların her zaman yaptığı çok garip şeyler. | Open Subtitles | أعنى أن هذا هو نوع الأشياء الغريبة الرائعة التى تفعلونها يا غريبى الأطوار طوال الوقت |
| Hayır, Demek istediğim yediğim diğer balıklardan farkı yok. | Open Subtitles | لا ,أعنى أن طعمة مثل أى سمك أكلته من قبل. |
| Ben eğlenmeyi bilmiyormuşum. Demek istediğim bu çılgınlık. | Open Subtitles | وأننى لا أعرف كيف أستمتع بوقتى أعنى أن هذا جنون |
| Demek istediğim, ofisimden birşeyler çalması ve iftira niteliğinde bir not yazması... | Open Subtitles | أعنى أن تسرق من مكتبى و بعدها تكتب ملاحظة الإفتراء |
| Demek istediğim, kısıtlı istihbarat da bizim elimizi bağlıyor. | Open Subtitles | أعنى أن المعلومات المحدودة لدينا تقيد أيدينا |
| Demek istediğim,zan altına aldığın bu insanlar eşcinsel değil. | Open Subtitles | لمجرد أنهم ليسوا مثلك؟ أعنى أن اولئك الذين تشكّ أنهم شواذ, ليسوا هم الشواذ |
| Demek istediğim, siz Majestelerinin hayatının bu avam takımının peşinden giderek riske atılmayacak kadar değerli olduğudur. | Open Subtitles | أعنى أن حياه جلالتك غاليه من ان نخاطر بها ضد هؤلاء الثوار |
| Demek istediğim, en önemli şey, şu anda ikimizin de kim olduğumuzu biliyor olmamız. | Open Subtitles | أعنى أن أكثر الأمور أهمية اننا نعلم من نحن |
| Sanmıyorum. Demek istediğim, bu çocuklar, hepsi beni tanıyor. | Open Subtitles | كلا، لا أظن ذلك، أعنى أن هؤلاء الرجال جميعهم يعرفنى |
| Demek istediğim, çoğu toplu katliamcının olaylar serisi vardır. | Open Subtitles | أنا أعنى , أن العديد من المجرمين لديهم سلسلة من النشاطات |
| Demek istediğim, insan vücudu sert ve sağlam bir makinedir. | Open Subtitles | أعنى أن الجسم البشرى عباره عن ماكينه متينه خشنه لكن هؤلاء المصاصين... |
| Demek istediğim, bana salağı ver yeter. | Open Subtitles | أعنى أن هذا يكفى لأحصل على هذا الوغد |
| Demek istediğim, parti Cumartesiye kadar hazır olmayacak. | Open Subtitles | أعنى أن الحفلة ستكون يوم السبت |
| Demek istediğim bu anlamsızca bir noktaya geldi, Mulder. | Open Subtitles | " أنا أعنى أن كل هذا أصبح سخيفا " مولدر |
| Demek istediğim burda benim sunduğum şey... şüphe. | Open Subtitles | أعنى أن هذا ما اروّج له هنا : |
| Demek istediğim, Tom ve Marilyn şu anda onu arıyor. | Open Subtitles | "أعنى أن "توم" و"مارلين يبحثان عنه الآن |
| Demek istediğim... | Open Subtitles | أعنى أن الأرض رماد .. |