Boğuluyorum! Boğuluyorum! Çek şunu üstümden, Lee! | Open Subtitles | أنا أغرق , أنا أغرق , أبعد هذا الشيء عني يا لي |
Boğuluyorum! Boğuluyorum! Çek şunu üstümden, Lee! | Open Subtitles | أنا أغرق , أنا أغرق , أبعد هذا الشيء عني يا لي |
Benim sıram geldiğinde, zıpladım ve etrafa su sıçrattım, yani boğuluyordum. | Open Subtitles | وعندما جاء دوري قفزت، وظللت أضرب الماء لكيلا أغرق. |
Neredeyse boğuluyordum. Bilerek mi yaptığımı düşünüyorsun? | Open Subtitles | كدت أغرق أتظنين أني فعلت هذا من اجل المرح؟ |
Her şey üstüste gelmeye başladı, bana da Batıyorum gibi gelmişti. | Open Subtitles | وبدأت الأشياء تتراكم علي وشعرت أنني أغرق,أتفهمين؟ |
Öyleyse bende bukkakenin içinde Boğuluyorum bu noktada. | Open Subtitles | إذاً، إنني أغرق في بوكاكي في هذه اللحظة. |
Burada mahkumlarım var. Turuncu tulumlar denizinin içinde Boğuluyorum. | Open Subtitles | لدي حفلة سجناء هنا انا أغرق في بحر الملابس البرتقالية. |
"Kaş çatıyorum"'u "Boğuluyorum"'a uysun diye değiştirdim. | Open Subtitles | لقد كتبت "أقطب وجهي فقط" لتتماشى مع قافية "أغرق بداخلي" |
- "Boğuluyorum"a neden ihtiyacın oldu? | Open Subtitles | - لماذا احتجت "أغرق بداخلي" إذاً؟ - لتتماشى مع "أقطب وجهي" |
Sanki mürekkep hokkasında Boğuluyorum. | Open Subtitles | كأنني أغرق في الحبر ماذا أفعل ؟ |
12 yaşında, iskelenin açıklarında sörf yaparken neredeyse boğuluyordum. | Open Subtitles | كدتُ أغرق عندما كنتُ في الثانية عشر من عمري ، كنتُ أمارس الركمجة تحت رصيف المناء |
Evreni baştan sona dolaştım seni arıyordum. Neredeyse sütlü çikolata içinde boğuluyordum! | Open Subtitles | لقد كنت أبحث عنك في كل مكان، حتى أنني كدت أغرق بخليط حليب الشيكولاتة |
Seni ararken her yeri birbirine kattım! Az daha çikolata süt karışımında boğuluyordum! Sonra da... | Open Subtitles | لقد كنت أبحث عنك في كل مكان، حتى أنني كدت أغرق بخليط حليب الشيكولاتة |
Büyük bir bataklığa yavaşça Batıyorum. | Open Subtitles | أنا أغرق ببطء في بحيرة ضخمة من الرمال المتحركة |
Büyük bir bataklığa yavaşça Batıyorum. | Open Subtitles | أنا أغرق ببطء في بحيرة رمال متحركة |
boğuluyor gibi hissederim ve eski hayatıma geri dönmek isterim. | Open Subtitles | أشعر إني أغرق و أتوق إلى إسترجاع حياتي السابقة ثانية |
- Suda Boğulan Bir Adamın Portresi. - Ben Boğulmuyorum. | Open Subtitles | وجه الرجل الغارق - إننى لا أغرق - |
Hayatım boyunca gemilerde çalışıp kardeşim gibi boğulmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لن ابقى في السفينة حتى أغرق كما حصل مع أخي |
Boğulmama izin verme, Gian. | Open Subtitles | لا تتركني أغرق ! أنظر إليّ لا تتركني أغرق |
Ve yıllarca yavaşça Dibe batıyordum. | Open Subtitles | وأخذت رويدًا رويدًا أغرق طيلة تلك السنين. |
Tanrı kötüleri boğdu ve iyileri bağışladı. | Open Subtitles | الرب أغرق المفسدون وحافظ على أرواح المؤمنين |
Küvette kendimi boğmaya çalışmadım. | Open Subtitles | أنا لم أحاول أن أغرق نفسي في حوض الاستحمام |
Hayır. Hayır, sen beni resmen boğulmaya terk ettin. | Open Subtitles | لا ، لا ، لقد تركتني هناك أغرق |
Heather anahtarları düşürüyor ama gelip "Çocuklar ben boğulmadım"... | Open Subtitles | تقولين انها - هيدز - التي أسقطت المفاتيح و لم تزعج نفسها حتي بقول " انا لم أغرق " ـ |
10,000 papel, sırf boğuluşumu izlemek için. 10:00 haberlerinde. | Open Subtitles | 10,000دولار فقط لتركهم يرونني أغرق في أخبار العاشرة. |
- Patlat onu. Gemiyi batır. - Silahlarınızı indirin. | Open Subtitles | فجرها , أغرق الغواصة أخفضوا أسلحتكم |
Öncelikle, bu buzdağını çalışmak için seçmemin sebebi Titanik'i batıran buzdağından ve Titanik'in kendisinden büyük olması değildi. | Open Subtitles | لقد وجدت في المقام الأول، أن الجبال الجليدية التي جئت لدراستها ليس فقط أنها أكبر من جبل الجليد الذي أغرق سفينة تايتانيك، لم يكن فقط أكبر من التايتانيك نفسها، |