| - Canı cehenneme. Sen aç. - Sakin olun. | Open Subtitles | ـ لستُ مهتماً, أنت أفتحها ـ اهدأ و أفتحها |
| Aşağı doğru çek, sonra da aç. Aynı müzik yapar gibi. | Open Subtitles | حاول أن تتجه أعلى ، أسحبها أسفل ، ثمْ أفتحها ، كما تصنع الموسيقى |
| Shawn, ben söyleyince sonuna kadar aç. | Open Subtitles | شون, عندما أخبرك بأن تفتح الصنبور, أفتحها كاملة |
| Hem bu şey gerçekten benim bile değil ki açayım. | Open Subtitles | أنها حتى ليست منجماً ,لكي أفتحها |
| Açmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريديني أن أفتحها لكِ ؟ |
| Zarf açman gerektiğinde zarf açıcı için gelirsin ve ben açarım. | Open Subtitles | إذا أردتي فتح أي رسائل تستطيعين المجيء أسفل وأنا أفتحها لك |
| Şimdi Açıyorum. | Open Subtitles | يجب أن أفتحها لكِ خلال ... الآن |
| Bu davayı sonlandırdığımızda onu açacağımı her zaman söylüyordum. | Open Subtitles | قلتُ أنّه عندما ننهي هذه القضية فسوف أفتحها |
| Eğer kilitliyse aç ve öyle bırak. | Open Subtitles | إذا كانت مغلقة أفتحها وأتركها مفتوحة |
| aç ağzını. Bol miktarda paraya ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | أفتحها, سنحتاج إلى الكثير من المال |
| aç bakalım içinde ne varmış. | Open Subtitles | أفتحها إذن دعنا نرى ما بداخلها |
| - 10 yıldır burada değildim. Sen aç. | Open Subtitles | لم أفتحها منذ 10 سنوات افتحها انت |
| Buzdolabı. aç da içine bak. | Open Subtitles | الثلاجة أفتحها وانظر ما بداخلها |
| Onu aç ve kıyafetleri yere dök. | Open Subtitles | أفتحها وأنثر الثياب على الأرض |
| - Tabii. Evet. - Hangisini açayım? | Open Subtitles | ـ نعم ـ أى واحده أفتحها ؟ |
| - Ben açayım mı? | Open Subtitles | لماذا لا أفتحها أنا له؟ |
| Acaba, pardon. Açmamı ister misiniz? Sizin için? | Open Subtitles | هل تريدين أن أفتحها لكِ ؟ |
| Açmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن أفتحها لك ؟ |
| Şu anda yangınlar, yangın kapıları tarafından kontrol altında ve gerekirse o kapıları açarım. | Open Subtitles | كل الحرائق محتوية بواسطة أبواب الحريق ، التى أتحكم بها... وسوف أفتحها إذا لزم الأمر... |
| Bekle, Açıyorum. | Open Subtitles | إنتظر، أنا أفتحها. |
| Ama işin gerçeği, bu kapıyı ben kilitlemedim alarm çaldığında kendi kendine kitlendi ve nasıl açacağımı da bilmiyorum. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني الخروج من الباب لقد أغلقت نفسها عندما انطلق الإنذار ولا أعرف كيف أفتحها |
| Kanepeyi çok fazla açmam. Fazla misafir gelmez. | Open Subtitles | أنا لا أفتحها كثيراً ليس لدي كثير من الضيوف |
| Biliyor musun bu şişeyi burada yıllarca sadece evlendiğim gece açmak üzere sakladım. | Open Subtitles | لقد أبقيت هذه الزجاجة هنا لسنوات من أجل أن أفتحها في ليلة زواجي |
| Eğer onu açmak zorunda kalırsam, açacağım. | Open Subtitles | إذا أضطررت لأن أفتحها .. فسأفتحها |
| - Tamam. Açabilir miyim, artık? | Open Subtitles | -حسناً، هل أفتحها الآن؟ |
| İçimden geldi. Hadi, Açsana. | Open Subtitles | لقد رغبت بإحضارها, هيا أفتحها |