| Sizin kılıç stilinizin, ondan çok Daha iyi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لكنّه يقُول بأن مهَارتك في استخدام السيف أفضَل منه بكثير |
| Genç kızların kafalarını kitaplarla zehirlemekten Daha iyi işleri olmalı | Open Subtitles | السيدات الشابات لدَيهِن أشياءٌ أفضَل لِيَفعَلونَها مِن أن يُسَمموا عُقولَهُن بِالكُتُب |
| Bu iki salağa göre Daha iyi bir muhitten geliyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تَأتي مِن مكانٍ أفضَل مِن هذان الإثنان السافِلان |
| Tamam, peki... Sanırım burası hapishaneden daha iyidir, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، أظُنُ انها ستَكون أفضَل مِنَ السِجن، أليسَ كذلك؟ |
| Sen olmasan bile burası, gittiğim çoğu yerden daha iyidir. | Open Subtitles | حتى بدون تواجُدك هُنا. إنّه أفضَل من مُعظم الأماكن التي أود أن أكون بها. |
| Daha iyisini yapabilirdim. | Open Subtitles | أمَّـا أنا بكان بإمكاني أن أقوم بعملٍ أفضَل. |
| Daha iyisini yapmaya, Daha iyi olmaya, Daha iyi hissetmeye çalışırlar. | Open Subtitles | أن يقوموا بالشيء الصّواب أن يكونوا أفضَل ويشعروا أفضَل |
| Ne kadar çabuk gelirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | حسناً، كُلَما أسرَعتَ في الحُضور هُنا كانَ أفضَل |
| Ama şansıma bir hâkime rüşvet verebildim ve erken bırakıldım... böylece Daha iyi bir hayat için Amerika'ya geldim. | Open Subtitles | لكن لحُسن الحَظ تَمَكّنتُ من رشوَة القاضي و أُطلقتُ مُبكراً لذلكَ أَتيتُ إلى أمريكا لأبحثَ عَن حياةٍ أفضَل |
| Şimdi durumlar dört yıl öncesine göre Daha iyi. | Open Subtitles | الأُمور أفضَل الآن مِما كانَت عليه مُنذُ أربَع سِنين |
| Azdigimda konusmasam Daha iyi oluyor. | Open Subtitles | حسناً، عِندما أكونُ مُثاراً، كُلَما قَلَّ الكَلام كانَ أفضَل |
| Sence de Emerald City'yi siyah bir adam yönetse hayat Daha iyi olmaz mıydı? | Open Subtitles | أتُوافِق أنَّ الحياة ستكون أفضَل لو أنَّ رجُلاً أسوَد أدارَ مدينَة الزُمُرُد؟ |
| Sizleri Daha iyi yurttaşlara çevirmeye çalışan korkak, beyaz bir liberal değilim. | Open Subtitles | و لَستُ مُتَحَرِراً أحمَقَ أبيَض يُريدُ أن يُحَوِلَكُم إلى مواطِنين أفضَل |
| - Belki böylesi daha iyidir. | Open Subtitles | - حسناً، ربما هذا أفضَل |
| Yok olmak Oz'da müebbet kalmaktan daha iyidir. | Open Subtitles | الفراغ أفضَل من الحياة في (أوز) |
| Ölüm Oz'da gün geçirmekten daha iyidir. | Open Subtitles | الموت أفضَل من أي يوم في (اوز) |
| - Evet, neyse... zevk daha iyidir. | Open Subtitles | - نعم، حسناً المُتعَة أفضَل |
| Maçta elinizden gelenin en iyisini yapın! | Open Subtitles | أبذلوا أفضَل ما لديكُم انطَلِقوا |
| Biliyorum, sen düşündüğün en iyisini yapacaksın ama Adam ve ben pekiyi geçinemiyoruz. | Open Subtitles | أعلمُ أنكَ ستفعَل ما تراهُ أفضَل لكني و (آدم) لم نتفقُ مع بعضنا |
| Ne kadar az temas olursa o kadar iyi olur. | Open Subtitles | تعلم، كُلما قلّ الاتصال كانَ أفضَل |
| Ne kadar kıllı, o kadar iyi. | Open Subtitles | هيا، كُلما كان الشعر أكثف كانَ أفضَل |