| Sadece üç tane film yaptı ama aslında onlara film diyemem. | Open Subtitles | حسناً، لقد صنع 3 أفلام فحسب لكنّي لم أكن لأسمّيهم أفلاماً.. |
| B yüzden Eşim ve film çekmeye ve dalışın diğer yüzünü göstermeye karar verdik, Sizde istek uyandıracak, suyun içine götürtecek. | TED | قررنا إذن، أنا وشريكتي، أن نصنع أفلاماً لنظهر هذا الوجه الآخر لنُشعركم بالرغبة في الذهاب للماء. |
| Bütün gün yemek yiyip film izliyorlar. | Open Subtitles | شيء رائع كما ترى أنهم يشاهدون أفلاماً طوال اليوم |
| Gectigimiz birkac ayda muhtesem restoranlarda yemek yiyip caz kuluplerine gidip, muhtesem filmler izleyip cok guzel sarkılar dinledim. | Open Subtitles | لست أدري، في الشهور المنصرمة أكلت في مطاعم فاخرة وذهبت إلى نوادي موسيقية وشاهدت أفلاماً رائعة سمعت موسيقى جميلة |
| Bir grup adam bir araya gelip açık-seçik filmler mi izliyor? | Open Subtitles | ، حفنة من الأولاد اجتمعوا سوياً ليشاهدوا أفلاماً قذرة ؟ |
| Ayrıca, erkeklerin kadınları şampiyon olarak gördükleri filmleri izleterek onlara cesaret vermek istiyoruz. | TED | لكن أيضاً نعرض أفلاماً عن أبطال من الرجال كنصير للنساء لنشجعهم على تبني هذه الأدوار |
| Bu tür şeyleri filmlerde görmüştüm. Kara deliklerin, başka bir evrene geçit olduğunu söylüyorlardı. | Open Subtitles | لقد رأيت أفلاماً وما إلى ذلك، وكانو يقولون أن الثقوب السوداء هي بوابات لعوالم أخرى |
| Hayır. Hayır, Avustralyalı film olmaz. Altyazılardan nefret ederim. | Open Subtitles | لا، لا أريد أفلاماً أستراليّة أنا أكره قراءة التّرجمة |
| Biz de film çekip katılabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكن أن نخرج أفلاماً وندخل بها للمهرجان؟ |
| Hayatıma baştan mı başlamalıyım? porno film çekmek istemiştim. | Open Subtitles | إن كان عليّ أن ابدأ حياتي من جديد سأريد ان اصنع أفلاماً إباحية |
| Bu aynı, film izlerken filmdeki aktörün televizyon izlemesi gibi. | Open Subtitles | كأن تشاهد أفلاماً منزلية قديمة لك وأنت تشاهد التلفاز |
| Babanın burada porno film çektiğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | هل قلت بأن والدك كان يصور أفلاماً إباحية هنا؟ أجل. |
| Mike, porno film değilmiş. İşkence filmleriymiş. | Open Subtitles | إنها ليست أفلاماً إباحية إنها أفلام جرائم حقيقية |
| Amacım gurur yapmak falan değil ama ben kötülerin cezasını bulduğu basmakalıp bir film yapmadım. | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو متعجرفاً أو شيء من هذا لكني قد أخرجت من قبل أفلاماً مبالغ بها |
| Benim kocam ise film yapmak yerine hafiften sıyırıyor. | Open Subtitles | زوجي يصاب بالجنون قليلاً ليصنع أفلاماً بدلاً من ذلك |
| Benim kocam ise film yapmak yerine hafiften sıyırıyor. | Open Subtitles | زوجي يصاب بالجنون قليلاً ليصنع أفلاماً بدلاً من ذلك |
| İnsanlar hapis hayatı hakkında filmler izliyor ama burada vakit geçirene kadar gerçek niteliğini kavramak çok zor. | Open Subtitles | أتعلم , الناس ترى أفلاماً عن حياة السجون لكن عندما تقضي وقتاً هنا فمن الصعب عليك حتى أن تغير طعم فمك بأي شيء |
| Ben büyük yapımlar yapmam; Boktan filmler yaparım. | Open Subtitles | أنا لا أنتج أفلاماً سينيمائية بل أنتج هراءات |
| Neden böyle saçma sapan filmler yaparlar, onu düşünüyordum. | Open Subtitles | أجل , كنت أفكر لما ينتجون أفلاماً سخيفة كهذه |
| filmleri ilk seferde basınla beraber izlemem. | Open Subtitles | انا صاحب الأستوديو لا أختبر أفلاماً في مؤتمر صحفي |
| Genellikle bunlar gibi filmleri izlemem, ama insanların niçin öyle yaptıklarını anlamaya başladım. | Open Subtitles | ويتحدثان ويضحكان من روايات بعضهما البعض أنا عادةً لا أشاهد أفلاماً مماثلة لكنني بدأت أفهم سبب مشاهدة الناس لها |
| Ben daha önce askerî filmlerde rol aldım. | Open Subtitles | التحقت لأصنع أفلاماً عن التجنيد |