| Ne iddiası? Senin başını ne belaya soktu? | Open Subtitles | أي رهان ما الذي أقحمك فيه |
| - Bunu kafanıza kim soktu? | Open Subtitles | ما الذي أقحمك في هذا؟ |
| - Kim bunu aklına soktu? | Open Subtitles | مَن أقحمك في هذا؟ |
| Bu işe ortak oldun ama işi ayarlayanı bilmiyor musun? | Open Subtitles | وافقت على القيام بذلك ولا تعرف من الذى أقحمك به؟ |
| Bak, para babası, seni Bu işe sokan adamı tanımadığına inandıramazsın beni. | Open Subtitles | أيها الذكى. يستحيل أن تخبرنى أنك لم تعرف الشخص الذى أقحمك فى العملية. |
| Seni Bu işe karıştırmamalıydım. Başka bir yerde saklarım onu. | Open Subtitles | لم ينبغي أن أقحمك في الأمر، سأجد مكاناً آخر لأخبأه به |
| Seni Bu işe bulaştıran adamın yüzünü gör istedim. | Open Subtitles | أردتُك أن ترى وجه الرجل الذي أقحمك في هذه الفوضى. |
| - Bu işe nasıl bulaştığımı gördün mü şimdi? | Open Subtitles | والآن هل نظرت كيف أستطيع أن أقحمك في هذا الأمر |
| Senin Bu işe bulaşmanı istemiyorum. Çünkü seni çok seviyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أقحمك في هذا أحبك جداً |
| Bu işe karışmanı hiç istememeliydim. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن أقحمك في كل هذا |