| Daha güncel görüntüleme sağlayacak, daha küçük, daha basit yeni bir uydu tasarımı yapmanın bir yolu yok mu? | TED | ألم يكن هنالك من وسيلة لبناء أقمار صناعية جديدة أصغر حجماً، وأكثر بساطة، والتي تسطيع التقاط الصور بشكل أكثر؟ |
| Kendi yürütüğümüz pek çok Apollo görevi sonrasında insanlık tarihinin en büyük uydu dizisini uzaya fırlatarak amacımıza ulaştık. | TED | حسنا، فمشروع ابولو خاصتنا، يهدف إلى إطلاق أضخم أقمار صناعية في تاريخ البشرية ولقد حققنا هدفنا. |
| ve bu sayede bazı tahminler yapabiliriz. Veya mesela yenilikçi bir uydu firması. | TED | أو خذوا على سبيل المثال شركة أقمار صناعية مبتكرة. |
| Hazırda bekleyen uyduları var mıymış, öğrenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج لمعرفة اذا كان لديهم أى أقمار صناعية جاهزة |
| Evet, ama bizi bulacaklar. Uzaydan, arabanızın plakasının resmini çekebilen uyduları var. | Open Subtitles | لكنهم سيجدوننا، لديهم أقمار صناعية يمكنها التقاط صور لوحة السيارة |
| Bu durumda birden fazla uydudan Çekiyor olmalılar. Askeri uydular. | Open Subtitles | فلابدّ أنّها تلتقط من أقمار صناعيّة متعدّدة أقمار صناعية عسكريّة |
| Elyka Venezuela'daki ulusal uydu programında uydu mühendisi olarak çalışıyor. | TED | إليكا تتدرب كمهندسة أقمار صناعية كجزء من البرنامج الوطني للأقمار الصناعية في فنزويلا. |
| Luis, ne dersin, bu uydu telefonunu çözebilir misin? | Open Subtitles | لويس, هل تستطيع أن تراقب إتصال أقمار صناعية |
| Tekneler, lazerler kablosuz internet, plazma ekranlar, uydu ve her türlü oyuncak var. | Open Subtitles | و أقمار صناعية و كل أنواع الألعاب شاشات البلازما، تلفزيون فضائي، كُلّ اللُعَب والصافرات. |
| Dünyadaki en gelişmiş uydu ağına sahibiz. | Open Subtitles | لدينا أكثر شبكة أقمار صناعية متطورة فى العالم |
| Şu anda ne uydu bağlantımız ne sığınağımız ne de desteğimiz ya da kurtarma timimiz var. | Open Subtitles | تم إنهاء عملياتنا لا أقمار صناعية أو ملاجئ أو دعم |
| Sen trafikte takılırken tepende bir uydu seni izlemeye başlıyor. | Open Subtitles | ولديهم أقمار صناعية تُلاحقكَ حالما تقفز في سيارتكَ |
| Yarım düzine düz ekrana, profesyonel uydu ekipmanına görüntü geciktirme yazılımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | ، أريد ست شاشات مسطحة . معدات أقمار صناعية محترفة . وبرنامج لتأخير الفيديو |
| Bu iptal edildikten sonra online olan yeni uydu telefonlarını kontrol ediyorum. | Open Subtitles | أتفقد أي هواتف أقمار صناعية تأتي متاحة منذ حدوث الأمر |
| Son görüştüğümüzde Suriye'nin Masyaf'ın dışında uydu kurulumu yaptığına dair rapor hazırlıyordu. | Open Subtitles | أخر مرة تحدثت معه كان يكتب تقريراً عن تنصيب أقمار صناعية سورية خارج مصياف |
| Onların uyduları var, kara kutu var. | Open Subtitles | لديهم أقمار صناعية و الصندوق الأسود |
| Onların uyduları var, kara kutu var. | Open Subtitles | لديهم أقمار صناعية و الصندوق الأسود |
| Hükümetin her tarafta casus uyduları vardır. | Open Subtitles | الحكومة لديها أقمار صناعية تجسسية |
| Ve şimdi, hepimiz tüm alet takımlarına sahibiz, ki bunlar gerçekten epey güçlü -- gemiler, uydular, şamandıralar. | TED | والآن, أصبحنا نمتلك طقما كاملا من المعدات التي هي حقا قوية بواخر, أقمار صناعية, مراسي |
| Çeşitli görüntüleri, müzik notalarını yakalayan uydular var. | Open Subtitles | هناك أقمار صناعية تلتقط النوتة الموسيقية ، والصور المختلفة. |
| Genellikle öncül olarak amonyum perklorat üretilir yörüngeye yerleşecek donanma uydularının fırlatılmasında kullanılan yakıtıdır. | Open Subtitles | يُنتَج عادة كبادرة لتحضير ملح "الأمونيوم" وقود يستخدمه سلاح البحرية في إطلاق أقمار صناعية إلى المدار |