| Özellikle kel ve yeşil makyaj yapanlardan ve çirkin maske takanlardan. | Open Subtitles | خصوصاً الصلع مع تبرج أخضر الذين يرتدون أقنعة على وجوه قبيحة |
| "... Kriminal polis daha sonra yün berelerden yapılmış üç adet maske buldu..." | Open Subtitles | المباحث عثرت على كيس به أقنعة كانوا اللصوص أرتدوها قبل أن يلقوا بها |
| Bir çift gaz maskesi al, nehri yarıya kadar geç, yüzüne tak. | Open Subtitles | ثم تشترين أقنعة غاز وبمنتصف الطريق في النهر ترتدينهم |
| Medyaya göre, savaş zamanında, dansçılar dahi gaz maskesi takıyordu. | Open Subtitles | أمام كاميرات تصوير الأفلام الأخباريه الحربيه أرتدى الراقصون أقنعة الغازات هذه |
| Gaz maskeleri ve siyanür gazıyla, saldıranın kim olduğunu bie anlayamayacaklar. | Open Subtitles | مع أقنعة واقية وحاويات غاز السيانايد فأنهم فعلاً لن يعرفوا ما الذي أصابهم |
| Yani, herkes bir şey söylüyor. Eski maskeler, elmaslar filan. | Open Subtitles | أعني الجميع لديهم إعتقادات أقنعة أثرية, ألماس, أو مهما يكن |
| Bütün Silver Shamrock maskeli şanslı çocuklar, hepiniz televizyon karşısına geçin. | Open Subtitles | جميع الأطفال المحظوظين الذي معهم أقنعة سيلفر شامروك يتجمّعوا أمام التّلفاز |
| Geldiler, siyah camlı, siyah bir minibüsle bizi aldılar, o gün maske takıyorlardı. | TED | جاءوا ووضعونا في سيارة سوداء ذات زجاج أسود. وكانوا يرتدون أقنعة على وجوههم ذلك اليوم. |
| Görünen her şey kartondan birer maske değildir. | Open Subtitles | جميع الأشياء المرئية ما هي إلا أقنعة تخفي ما ورائها |
| Artık rol yapmaz, herhangi bir maske takmaz ve yalancı davranışlarda bulunmamış olursun. | Open Subtitles | وحينئذ لن تكوني مضطرة للقيام بدور ما أو ترتدي أية أقنعة أو حتى تزيّفي أية أفعال هذا ماتعتقدينه |
| Beni anımsayamazdı. Çünkü o tasasız günlerde ben ve benim droogilerim bizi gizleyen maske takıyorduk. | Open Subtitles | لن يتذكرني، فقد كنا نرتدي أقنعة كانت تخفي ملامحنا جيداً |
| Şimdi ise kendini, cadılar bayramı maskesi üretip satmaya adadı. Dünyada en büyük oldu. | Open Subtitles | الآن وعليه الشّركة المصنّعة وبيع أقنعة الهالوين، الأكبر في العالم. |
| Bu, çamur yüz maskesi geçici bir rahatlama sağlıyor. | Open Subtitles | طبقة جلدية مؤقته يحصلون عليها بواسطة أقنعة الوجه هذه |
| Uçaklara neden oksijen maskesi koyarlar biliyormusun? | Open Subtitles | أتعرف لماذا يضعون أقنعة الأوكسجين علي الطائرات؟ |
| Önce maskeleri takacaklar, sonra da göğüslerimize elleyecekler. Ben gidiyorum. | Open Subtitles | سيقومون بوضع أقنعة الغاز علينا مرة ً أخرى |
| Önlem olarak, oksijen maskeleri çıkartıldı. | Open Subtitles | هبوب رياح مفاجيء سبب زيادةالضغط على المقدمة وكاحتياط أمني سوف تسقط أقنعة الأكسجين |
| Yerlerinize gidin ve hava maskeleri giyin. | Open Subtitles | الرجاء أذهبوا إلى مقاعدكم، وضعوا أقنعة الأوكسجين. |
| Mesela, tüm maskeler Çin'de üretiliyor. | TED | فمثلاً، كل أقنعة الوقاية تُصنع في الصين. |
| Harika maskeler yapmış olabilirler, ama büyük işlere girdiklerinden beri, diğerleri kuyrukta bekler oldu. Anladın mı beni? | Open Subtitles | إنّهم يصنعون أقنعة جميلة، لكن مذُّ أن إشتهروا، لابدّ من الأطفال البقاء في الطّابور، أتفهمينني؟ |
| Beyaz kol bandı ve kara maskeli adamlar görürsen sakın fotoğraf çekme. | Open Subtitles | سترى رجال بأربطة ذراعات بيضاء و أقنعة سوداء، هؤلاء لا تقربهم بالتصوير. |
| Ama artık genç dostum, emekli olduğumdan beri, sadece çocukların maskelerini yapıyorum. | Open Subtitles | أترى، يا صديقي الشاب، منذ أن تقاعدت، بدأت أصنع أقنعة للأطفال فقط. |
| Uzun seneler boyu süren gizlilik yüzlerini âdeta birer maskeye çevirmişti. | Open Subtitles | أعوام طويلة من السرية، حولت وجوههم إلى أقنعة. |
| Büyük ihtimal ofiste bir kaç maskemiz vardır. - Eğer getirmemi isterseniz... | Open Subtitles | ربما بلدينا ضعة أقنعة في المكتب إذا أردتما إرتدائها |
| Bu dünyadaki pek çok tehlike, maskelerin ardında gizli. | Open Subtitles | الكثير من الخطر في هذا العالم مختبئ وراء أقنعة |
| Kamçilara, gaz maskelerine, ve 44 numara yüksek topuklu ayakkabilara ne demeli? | Open Subtitles | ماذا عن الأسواط ، و أقنعة الغاز، و المضخة ذات المقياس 11؟ |
| Evet, çünkü masken koca bir tampona benziyordu. | Open Subtitles | أجل، لأنكن جميعاً تبدون كالسدادات القطنية الضخمة المرتديات أقنعة الوجه؟ |
| Birbirimizin arkasını her zaman kollardık, mesela eskiden banka soyarken az bilinen başkanların maskesini taktığımız zamanlardaki gibi | Open Subtitles | لقد كنا دائما ندعم بعضنا البعض مثل عندما كنا نسرق البنك ونلبس أقنعة الرؤاساء الغير معروفين. |
| Ofisimde solunum maskeleriyle hava tüpleri var. | Open Subtitles | هناك أقنعة تنفس واسطوانات اكسجين في مكتبي. |
| Kar maskelerinin modası geçti. | Open Subtitles | أقنعة التزلج استنزفت |
| Herhangi bir sorun bulunmuyor ancak bilgisayarlar basıncın düştüğünü gösteriyor o yüzden bir sonraki uyarıya kadar sizden oksijen maskelerinizi takmanızı istiyoruz. | Open Subtitles | لا نرى أية مشاكل لكن الكمبيوتر يشير إلى انخفاض الظغط نرجو منكم ارتداء أقنعة الأوكسيجين حتى إشعار أخر |