| Hepsi eski çoğu Tudor tarzı hepsinde çelenk ve yılbaşı ağacı ver ve hepsinin karı kürenmiş. | Open Subtitles | كل المبانى قديمه كلهم متشابهون كل المبانى بها أكاليل و شجرة عيد الميلاد |
| Merhum rehinenin cenazesi için çelenk beğenmeye gidebilir, aaaah! | Open Subtitles | يمكنك أن تبدأ بإختيار أكاليل من الزهور لجنازة الرهينة |
| Aşağı katta çelenk var. Evle ilgilenmiyorum. Hadi gidelim. | Open Subtitles | أكاليل الورد في الدور السفلي، لست مهتمة دعينا نذهب |
| Televizyon, hayranlar, çılgına dönecek ve defne dalından taçlar getirecek. | Open Subtitles | لذا ستحدث ضجه فى العالم التلفاز ,والمعجبين سيهتفوا بأسامينا . وسيجلبوا لنا أكاليل الورود |
| cenaze çelengi satılabilir. | Open Subtitles | حيث يمكنك عمل أكاليل أزهار من بقايا الطعام |
| Unutma, eğer ben de bu çelenkleri siz üçünüzün cesedinin üzerine koymazsam benim adım da Durga olmasın! | Open Subtitles | تذكّر، هؤلاء 3 أكاليل . . إذا أنا لا أكلّل جثثك بهؤلاء |
| Neden ondan çelenk yapıyorlar? | Open Subtitles | و مرتفع الثمن لماذا تصنع أكاليل منه؟ |
| Benim geldiğim yerde insanlara çelenk takılırdı. | Open Subtitles | ،من حيث أتيت الناس تعلق أكاليل الزهور |
| Lütfen bana erkeç sakalından çelenk yapan bayan Madge Carrigan olduğunuzu söyleyin. | Open Subtitles | (ارجوكِ أخبرينا أنكِ (مادج كاريجان التي تصنع أكاليل من اكليلية المروج |
| - Ne çelenk var, ne ağaç var. | Open Subtitles | -لا توجد أكاليل زهور، ولا أشجار . |
| Çelik miğferlerinin üzerine defne çelenkleri takmışlardı. | Open Subtitles | إرتدى الرجال أكاليل من زهور الغار الخضراء فوق خوذاتهم الفولاذية |
| Keder ve gururla taktığımız defne dalı taçlarla. | Open Subtitles | .. في السراء والضراء .. "سنرتدي أكاليل اوراق الشجر |
| Neden biri bunun için Noel çelengi seçer ki? | Open Subtitles | لماذا قد يستخدم أحد هذا في أكاليل الكريسماس؟ |
| Şan şeref yerine cenaze çelengi geldi. | Open Subtitles | وبدلاً من أكاليل الغار أجد نفسي حاملة الورد الجنائزيّ |
| Tatlım, çelenkleri merak ediyorlar ne yapmalıyı-- | Open Subtitles | عزيزتي, يريدون أن يعرفوا بشأن أكاليل الزهور |