| Sadece "nice" demeden "nice yaşlara" demenin bir yolunu arıyordum. | Open Subtitles | إنني أحاول أن أكتشف طريقه "لقول "عيد ميلاد سعيد "بدون كلمة "سعيد |
| Kendi içimdeki bu karışıklıktan kurtulmanın yolunu arıyordum ve tam emin değilim ama sanırım Tru North'daki şu sapık beni buldu. | Open Subtitles | محاولة أن أكتشف طريقه للخروج من الفوضى الذي أقحمت نفسي فيها وأنا لست متأكده حقاً لكنني أعتقد بأن ذلك المطارد من الشمال وجدني |
| Denedim zaten. Çıkmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد حاولت لقد أكتشف طريقه للخروج |
| Pharrin güvenlik önlemlerini devre dışı bırakmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | فارين * أكتشف طريقه لتخطى الضمانات * |