| Bu da diğerlerini korkutur. - Aaron O' Connor'ı bile korkutur, anlaştık mı? | Open Subtitles | ولا يستطيعوا توقع حركاتك مما يجعلهم خائفين مثل أرون أكونور |
| Dürüst olmak gerekirse, gördüklerime ve onun hakkında söylediklerine bakacak olursak O'Connor'ınki gibi aklı farklı çalışan birisi ikili ajan gibi davranabilir. | Open Subtitles | بصدق ، إستنادا إلى ما رأيته و ما أخبرتني به لا أظن أنّه شخصا ما يعمل عقله بطريقة مختلفة كـ أكونور ، يستطيع أن يكون كـ عميل مزدوج |
| Alex O'Connor 'la seks mi yaptın? | Open Subtitles | ممارسة الجنس مع أليكس أكونور ؟ |
| O'Connor'ın iyi bağlantıları olduğu için şanslısınız, yoksa hayatta böyle bir buluşma gerçekleşmezdi. | Open Subtitles | ،أنت محظوظ (أكونور) على صلة جيدة أو أن تلك المقابلة لم تكن لتحدث قط |
| Booth ve O'Connor operasyonun birkaç önemli ayrıntısını atlamış gibi. | Open Subtitles | يبدو أن (أكونور) و(بوث) قد نسوا بعض التفاصيل الهامة فيما حدث |
| O'Connor bir şeylerin peşinde olduğumu biliyor. | Open Subtitles | يعلم (أكونور) أننّي متفوّق عليه |
| Bir dakika. O'Connor ile konuşmadın mı? | Open Subtitles | إنتظري، لم تتحدثي مع (أكونور) عن ذلك؟ |
| Baş Müdür Yardımcısı Haas. Müdür Yardımcısı O'Connor. | Open Subtitles | أيها العميل (هاس)، عميل (أكونور) |
| Yönetici Haskins ve yönetici yardımcısı O'Connor'u bulun bana. | Open Subtitles | (صلني بالمدير (هاسكينس (والنائب (أكونور |
| O'Connor kendisiyle başkente gitmemi teklif etti. | Open Subtitles | (عرض علي (أكونور العمل معه في العاصمة |
| Aaron O'Connor, demek. | Open Subtitles | أرون أكونور |
| Geri istemiyor musun O'Connor? | Open Subtitles | ألا تودّ إستعادتها، (أكونور)؟ |
| O'Connor'ın atılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أودّ (أكونور) خارجاً |
| Aaron O'Connor. | Open Subtitles | -أرون أكونور |