| Karanlık çağlarda, insanlar, bunların Aziz Paul tarafından taşa çevrilen yılanların dili olduğunu söylerlerdi. | TED | في العصور المظلمة، وقال الناس أنها كانت ألسنة ثعابين، تحجرت من قبل القديس بول. |
| Yılana benzeyen şeyler sadece dili. Bu hayvanlar kocaman! | Open Subtitles | الثعابين هي فقط ألسنة هذا الشيء هذه الحيوانات ضخمة |
| Şerif, Robin'in yerini söylemeleri için insanların dilini kesiyordu. | Open Subtitles | . عمدة البلدة كان يقوم بقطع ألسنة الناس حتى يعترف شخص ما بمكانة |
| İnsanların dilini kurtarmak için teslim oldu. | Open Subtitles | . هو ضحى بنفسة لينقذ ألسنة الناس |
| Ama üyesi olduğun bu kardeşlik sana insanların gırtlağından dillerini kesmeyi öğretiyor değil mi? | Open Subtitles | لكن تلك الأخوية التي تعمل معها لديك عادة قطع ألسنة الرجال من حلوقهم أليس كذلك؟ |
| Ağızlar açık, diller birbirine dokunur. | Open Subtitles | أفواه مفتوحة, ألسنة متلامسة |
| Burma petrollerinin pahalı ödüllerini kapmak için yarışıyorlardı ancak onun yerine alevler içinde bir cehennem buldular. | Open Subtitles | كانوا يتسابقون للوصول إلى الجائزه : آبار النفط لكنهم بدلاً من ذلك وجدوا أنقاض تتأكلها ألسنة اللهب |
| Tarlakuşu dilleri, kafa muhallebileri yılan balığı pastaları. | Open Subtitles | ألسنة طيور القنبرة ، هلام رؤوس، فطائر أنقليس |
| 1500 patates kroketimiz var lahana, havuç, 4200 köfte patates gözlemeleri, top hamur ve dana dili. | Open Subtitles | وهذا يصنع 1500 بطاطس الكنيش الملفوف، والجزر، و4200 الزلابية، اتكيس، ألسنة لحوم البقر. |
| Tarlakuşu dili. Susamuru burnu. Kedi dalağı. | Open Subtitles | ألسنة قبره, أنوف قضاعه, طحال أسلوت |
| Tarlakuşu dili. Çalıkuşu ciğeri. | Open Subtitles | ألسنة القبر, أكباد الصعو |
| Kimsenin dilini köpeklere atmayız. | Open Subtitles | نحن لا نأكل ألسنة الناس حقاً |
| Diğerlerinin dilini koparmış. | Open Subtitles | لقد انتزع ألسنة الآخرين |
| - Karınızın cesedinde ufak hayvanların dillerini ve burunlarını bulduk. | Open Subtitles | وجدنا ألسنة وأنوف حيوانات صغيرة على بقايا زوجتك السابقة؟ |
| O kuzu dillerini yediğine inanamamıştım. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أصدق أكلت ألسنة الخرفان . |
| Görenleri kör eden, konuşanların dillerini kesen habis, acımasız çeteler. | Open Subtitles | الأشرار... العصابة التي لا ترحم الذين يعمون من يرى و يقطع ألسنة من يتكلم |
| Eller, diller, parmaklar Adını sen koy... | Open Subtitles | ... الأيدي, ألسنة, أصابع , التسمية |
| O diller çok uzundu. | Open Subtitles | ألسنة طويلة |
| Muhtemelen vurduğumuz tankerden çıkan alevler. | Open Subtitles | ربما تكون ألسنة اللهب من المستودع الذى فجرناه |
| Yatağının çarşaflarını yakan mavi alevler vardı. | Open Subtitles | كانت هناك ألسنة لهب أزرق تحرق ملاءات سريره |
| "Hey soktuğumun polisi, kopuk kafalardan dişleriyle dilleri koparan bir serseri beni takip ediyor. | Open Subtitles | "يا، أيتها الشرطة المتسكعة أطاردمنقبلرجل ... "من يسحب ألسنة رؤوس مقطوعة بأسنانه ... |
| Üç ateş bir arada çok fazla alev oluşturur. | TED | ثلاث نيران معًا، يرمز ذلك إلى الكثير من ألسنة اللهب. |
| Geminin kıç tarafında kalanlar alevlerin arasında koşuşturuyordu. | Open Subtitles | لـقـد كـان الناجيـن مـن الأنفـجـار يركضون هاربين من ألسنة النيران |