| Kanat sınır bölgelerindeki yerlerini muhafaza ediyormu? | Open Subtitles | لنرى إذا كان هناك شيئاً هل تأكد وصول قوات الجناح إلى أماكنهم المتفق عليها ؟ |
| Kanat sınır bölgelerindeki yerlerini muhafaza ediyor mu? | Open Subtitles | هل تأكد وصول قوات الجناح إلى أماكنهم المتفق عليها ؟ |
| Yaşam belirtisi alıyorum ama yerlerini tespit edemiyorum. | Open Subtitles | أنا ألتقط أثاراً لأشكال من الحياة لكن لا يمكننى ، تحديد أماكنهم |
| Ve böylece, yaklaşan olayları hazır hale getirmek için oyuncular son yerini almış oldu. | Open Subtitles | وحتى أتى الأمر إلى أن اللاعبين أخذوا أماكنهم الأخيرة جاهزين للأحداث التي ستقدم |
| Bu seri halindeki işlemin devamı için herkes yerinde olmalı. | TED | على الجميع التزام أماكنهم لتجرى عملية العمل التسلسلية. |
| Pekala, gardırop başındakiler yerlerini alsın. | Open Subtitles | إذن أجل حسناً، فليستعد الجميع فى أماكنهم |
| Evet, hepiniz yerlerinize oturun ve emniyet kemerlerinizi de bağlayın! | Open Subtitles | حسنا يا رجال .. فاليرجع الكل الي أماكنهم ولتربطوا الأحزمة جيــدا |
| Şimdi, oraya ulaşmamız ve adamlarını yerleştirmemiz de yaklaşık bir saat sürer. | Open Subtitles | سنستغرق هذا الوقت للوصول الى هناك ووضع رجالك فى أماكنهم |
| Ne yazık ki, şu an için, Meksika hükümeti, görünüşe göre yerlerini belirleyemiyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ فإن الحكومة المكسيكية الآن يبدو أنه لا يمكنهم تحديد أماكنهم |
| Çiftlerimiz ilk dans için yerlerini alırken, jüriye final turu için 6 çift seçeceklerini hatırlatmak istiyorum. | Open Subtitles | بينما يأخذ الراقصون أماكنهم سأذكر الحكام أن عليهم أن يختاروا 6 ثنائيات للجولة الأخيرة |
| Delta birimlerine benden haber alıncaya kadar yerlerini korumalarını söyle. | Open Subtitles | اخبر وحدات "دلتا" أن يقفوا فى أماكنهم حتى أرد عليك |
| Eğer düşmanlar yerlerini değiştirirlerse, beni haberdar etmen gerekiyor. | Open Subtitles | اريدك أن تعلمني إذا ما غير هؤلاء اإرهابيون أماكنهم في أي وقت |
| Takımımız bütünleştiğinden beri, beyaz oyuncuların sinirlendiğini biliyorum daha hızlı, daha atletik, daha yetenekli, siyahlara yerlerini kaptırdıkları için | Open Subtitles | بما أن فريقنا أكتمل فأنا أعلم ان اللعبين البيض متعصبين لخسارة أماكنهم |
| Gördün mü, sen bağırdığında bazen onlar da karşılık verir ve yerlerini belli ederler. | Open Subtitles | عندما تنادى أحياناً يردوا عليك النداء ليظهروا من أماكنهم |
| Hatırlamaya çalışırım. Elemanlarınız yerini aldı mı? | Open Subtitles | سأتذكر ذلك هل رجالك في أماكنهم ومستعدين؟ |
| Tayfam görev yerini terk etmiş, emir almadan ayrılmışlar. | Open Subtitles | تخلّى البحّارة عن أماكنهم بدون أوامر وبدون إجازة |
| Tayfam görev yerini terk etmiş, emir almadan ayrılmışlar. | Open Subtitles | تخلّى البحّارة عن أماكنهم بدون أوامر وبدون إجازة |
| ve General onlar gidince herkese yerinde kalmasını söyledi çünkü toplantı bitmemişti. | Open Subtitles | وقد أخبر الجنرال الجميع أن يلزموا أماكنهم فالإجتماع لم ينتهِ بعد |
| Tamam, şu andan itibaren herkes konumunu alsın. | Open Subtitles | حسنًا، أُريد الجميع في أماكنهم ابتداءً من الآن |
| 'Bayanlar baylar, sırasıyla, '...koşucular ve biniciler geliyor. Lütfen yerlerinize oturun...' | Open Subtitles | سيداتي سادتي ,الفرسان و الأحصنة يتخذون أماكنهم أرجوكم التزموا بمقاعدكم |
| Oraya gitmemiz ve adamlarını yerleştirmemiz de yaklaşık o kadar sürecek. | Open Subtitles | سنستغرق هذا الوقت لنصل ونضع رجالك فى أماكنهم |
| Arkadaşlarım ve ailem benimle konuşmak için tepedeki yerlerinde hazırdılar. | TED | كان أصدقائي وعائلتي متأهبون في أماكنهم ليشجعوني على صعود ذلك التل. |
| Kimse kıpırdamasın! | Open Subtitles | فاليثبت الجميع في أماكنهم |