"أمام الباب" - Traduction Arabe en Turc

    • kapının önünde
        
    • kapının önüne
        
    • Kapıyla
        
    • Kapıdan
        
    • ön kapıya
        
    • ön kapıda
        
    • Kapının önündeki
        
    • kapının önündeyim
        
    Havaalanında herkesin ortasında kapının önünde öpüşüyor ve birbirimizle vedalaşıyorduk. Open Subtitles في المطار كنا واقفين هناك أمام الباب نتعانق و نتقبل و نودع بعضنا
    Havaalanında herkesin ortasında kapının önünde öpüşüyor ve birbirimizle vedalaşıyorduk. Open Subtitles في المطار كنا واقفين هناك أمام الباب نتعانق و نتقبل و نودع بعضنا
    Neden şifonyerini yerde iz çıkartacak kadar sık kapının önüne ittiğini? Open Subtitles لماذا قامت بجر الخزانة أمام الباب لمرات عديدة لدرجة نحتت الأرضية
    Köşede minibüsüm var. kapının önüne çekerim. Open Subtitles لدى شاحنة عند الزاوية سأحضرها أمام الباب
    Kapıyla temas. Open Subtitles هدف أمام الباب.
    Kapıdan içeri adımını attığın an nefesinin kokusunu aldım. Open Subtitles حسناً, يمكنني شمها من أنفاسك و أنت تمشين أمام الباب
    Göründüğü kadarıyla, bu evde mutfaktan ön kapıya gelmek 10 dakika sürüyordur. Open Subtitles بالنظر لكبر هذا المكان .. من المحتمل أن يستغرقوا بالكاد عشر دقائق حتى يأتوا من المطبخ إلى أمام الباب
    İçeri gelin. Ve lütfen ön kapıda ayakkabılarınızı çıkartın. Open Subtitles تفضلوا بالدخول المرجو نزع أحذيتكم أمام الباب
    Kapının önündeki sahte kaya, kimseyi kandıramaz. Open Subtitles تلكَ الصخرة المزيّفة أمام الباب لن تخدع أحداً
    Hemen kapının önündeyim. Open Subtitles أمام الباب مباشرة
    kapının önünde hüngür hüngür ağlayıp durdun. Open Subtitles أنأجعلكتنوح.. أمام الباب, بهدير شخيرك المزعج؟
    Kar küreme aracı karları kapının önünde bırakmış biz de ücreti karşılığında Cumartesiye kadar temizleyeceğiz. Open Subtitles كاسحة الجليد كومت هذا هنا أمام الباب والمالك يدفع لنا مقابل نقلها بحلول يوم السبت
    Orayı devraldığımdan beri ön kapının önünde meditasyon yapıyorum ve orayı tamamen kilitledim. Open Subtitles منذ توليه انا أتأمل أمام الباب التي قَفلتهاُ للأبد للجيدين
    kapının önünde durup sigara içmeye başladılar. Open Subtitles كانوا يقفون أمام الباب وقد بدأو التدخين...
    kapının önünde hareket algılayıcı var. koridorda da bir tane vardı. Open Subtitles حساس الحركة أمام الباب وآخر نهاية الممر
    Bir gün sürgülü kapının önünde dikilirken gördüm onu pencereden dışarıyı öyle boş boş bakıyordu. Open Subtitles ذات يوم... رأيته يقف أمام الباب يحدق من النافذه في لا شيء
    Tam biz gelmişken nedensiz yere kapının önüne çıkanlar. Open Subtitles و الذين صادف أن يتمشوا في الخارج أمام الباب بلا سبب, فقط لأننا وصلنا
    Bizi içeride tutmak için kapının önüne dizmiş. Open Subtitles لقد وضعها أمام الباب كي يمنعنا من الدخول هيا ساعدني
    - Biri bu şifonyeri kapının önüne sürüklemiş gibi. Open Subtitles يبدو أن أحدهم كان يحرك الخزانة أمام الباب
    Bilmiyorum. kapının önüne bakmayı denesene. Open Subtitles لا أعرف ،يمكنك النظر أمام الباب
    kapının önüne koymak için bir şeyler bul. Open Subtitles حسناً ، إعثروا على شيء لنضعه أمام الباب
    Kapıyla temas. Open Subtitles هدف أمام الباب.
    Kapıdan çekilin! Open Subtitles ابتعدوا من هنا! لقد وضعوا حقيبة أمام الباب! تراجعوا!
    ön kapıya hediye bırakmıştı biri. Open Subtitles ‫كانت هناك هدية متروكة أمام الباب الأمامي.
    - Sabah saat yedide, ön kapıda. Open Subtitles السابعة صباحاً أمام الباب الأمامي.
    Hareket algılayıcısı Kapının önündeki hiçbir şeye ateş etmemek üzere ayarlandı, fakat kapının öbür tarafında hareket eden herhangi bir şeyi indirir. Open Subtitles مستشعر الحركة مُعاير حتى لا يطلق النار على أيّ شيء أمام الباب... لكنّه سيقضي على أيّ شيء يتحرك على الجانب الآخر منه.
    Efendim, ben bir kapının önündeyim. Open Subtitles سيدي، أنا أمام الباب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus