| Önce, ciddi susuzluk çekmemize rağmen bana kazı yapmayı durdurmamı emretti. | Open Subtitles | اولاً، أمرني بالتوقف عن الحفر و كان يعلم أننا ينقصنا المياه |
| Ama onunla yeni konuştum, bana Leydi Litton'ı tutuklamamı emretti. | Open Subtitles | لكننيتكلمتمعهمنذ لحظات.. و قد أمرني بإعتقال السيده ليتون فوراً. |
| Apophis bana köylülerden birini öldürmemi emretti, böylece diğerleri itaat edecekti. | Open Subtitles | ابوفيس أمرني بقتل أحد القرويون حتى تطيع البقية |
| Benden, koruma karşılığı para istedi, aksi takdirde işimi durduracağını söyledi. | Open Subtitles | أمرني إما أن أدفع له لحمايتي أو أوقف العمل ما اسمه؟ |
| RB: Hayır, bana atla dedi, ama kendi ağırlığı bir kere gidince, balon 12,000 feet e fırladı ve ben | TED | ر ب: لا, أمرني بالقفز ولكن بمجرد أن فعل خفت حمولة المنطاد الذي إرتفع إلى 12.000 قدم و .. |
| Ancak, acil durum planı olarak, başkan bana geçitten Alfa takımı tahliyeleri başlatma emri verdi. | Open Subtitles | على أية حال كخطة طوارئ الرئيس أمرني لبدء عمليات إخلاء فريق ألفا خلال الباب. |
| Kızı oraya götürdükten sonra, Albay bir hafta tatile çıkmamı emretti. | Open Subtitles | عليّ أن آخذ هذه الفتاة إلى الشمال والكولونيل أمرني بقضاء أسبوع إجازة |
| Kadınlarla çocukları öldürmemi emretti. Reddedince de bana saldırdı. | Open Subtitles | أمرني بذبح النساء والأطفال و عندما رفضت، هاجمني |
| İhtiyar bir süre gitmemi emretti. | Open Subtitles | لقد أمرني العجوز ان أذهب بعيدا لبعض الوقت |
| Babam, Ateş Lordu Azula... Sana düşünülemez bir şey yapmamı emretti. Kendi oğluma. | Open Subtitles | أبي زعيم النار أزولان قد أمرني بأن أفعل شيء غير متوقع لك, إبني الوحيد |
| Ne yapayım, patron öyle emretti. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار آخر ، لقد أمرني الرئيس بذلك |
| Başkan bu çalışmadan vazgeçmemi emretti. | Open Subtitles | الرئيس أمرني أن أتوقف عن هذا لأجل غير معلوم. |
| Emniyet Müdürü, Kidemli idari Memur olarak sorusturmanin basinda görev almami emretti. | Open Subtitles | أمرني رئيس القسم بمسؤولية شخصية للعملية وضباط التحقيق الكبار |
| Babam, bana bu evliliği tamamlamamı emretti. | Open Subtitles | والدي الأمير أمرني أن أوثق عقدة هذا الزواج. |
| Lord hazretleri benden bu tutarı _BAR_ yolculuk masraflarınıza ...bir katkı olarak size iletmemi istedi. | Open Subtitles | فخامته أمرني أن أمنحك هذا المال ليعينك على نفقات تجوالك |
| Ama kimseye söylemememi istedi. | Open Subtitles | لكن لا تخبري أحداً فقد أمرني بألا أقول لأحد |
| Ama doktor onlardan iki hafta uzak dur dedi. | Open Subtitles | لكن الطبيب أمرني أن أبتعد عنهم لمدة أسبوعين |
| Doktor günde bir litre içmelisin dedi. | Open Subtitles | الطبيب أمرني أن أشرب ربع جالون في كلّ يوم |
| En azından neden geri çekilme emri verdiğini söyle. | Open Subtitles | أخبريني على الأقل لما أمرني بإلغاء حالة الإستعداد, |
| Komutanım sana yardım etmemi emrettiği için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لأن قائدي أمرني بمساعدتك |
| Babam bana ondan uzak durmamı söylemişti ve tamamen haklıydı. | Open Subtitles | أمرني والدي بالإبتعاد عن ذلك الفتى، و كان محقاً تماماً |
| Birleşik Devletler Başkanı benim başkomutanımdır, ve senin güvenliğini sağlamam için bana emir verdi. | Open Subtitles | رئيس الولايات المتحدة هو قائدي، وقد أمرني أن أحميك. |
| Firavun bu espriyi cenazesinde söylememi emretmişti. | Open Subtitles | أمرني الفرعون أن اقول هذه النكتة في جنازته |